pub-6450042492155979 google.com, pub-6450042492155979, DIRECT, f08c47fec0942fa0 YUNUS EMRE ŞİİRLERİ

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Eylül 2022 Salı

YUNUS EMRE HAYATI


YUNUS EMRE HAYATI
YUNUS EMRE 1238-1321
Yaşamı konusunda yeterli bilgi olmadığı gibi onunla ilgili kaynaklarda anlatılanlar da birbirini tutmaz. Nerede, hangi yılda doğduğu kesinlikle bilinmiyor. Kimi kaynaklarda Anadolu'ya Doğu'dan gelen Türk oymaklarından birine bağlı olup, 1238 dolaylarında doğduğu söylenirse de kesin değildir.
1320 dolaylarında Eskişehir'de öldüğü söylenir. Batı Anadolu'nun birkaç yöresinde 'Yunus Emre' adını taşıyan ve onunla ilgili görüldüğünden 'makam' adı verilen yer vardır. Yapılan araştırmalara göre şiirlerinin toplandığı Divan ölümünden yetmiş yıl sonra düzenlenmiştir. Anadolu'da 'Yunus Emre' adını taşıyan ve Yunus Emre'den çok sonraları yaşamış başka şairlerin yapıtlarıyla karışan şiirlerinin bir bölümü dil incelemeleri sonunda ayıklanmış, böylece 357 şiirin onun olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır. Gene Yunus Emre adını taşıyan ve başka şairlerin elinden çıktığı ileri sürülen 310 şiir daha derlenmiştir. Onun dil, şiir ve düşünce bakımından özgünlüğü ve etkisi, ilk düzenlenen Divan'daki şiirleri nedeniyledir.
Yunus Emre'nin şiirinde, edebiyat tarihi bakımından, dil, düşünce, duygu ve yaratıcılık gibi dört önemli sorun sergilenir. Bu sorunlar bir görüş ve inanış bütünlüğü içinde ele alınır, insan konusunda odaklaştırılır. Şiirde işlenen konular ise insan, Tanrı, Varlık Birliği, sevgi, yaşama sevinci, barış, evren, ölüm, yetkinlik, olgunluk, alçakgönüllülük, erdem, eliaçıklık gibi genellikle gerçek yaşamı ilgilendiren kavramlardır. O, bu kavramları, şiirinin bütünlüğü içinde temel öğe olarak sergilemiştir.
İnsan bir 'sevgi varlığı'dır, tin ile gövde gibi iki ayrı tözden kurulmuştur. Tin tanrısaldır, ölümsüzdür, gövdede kaldığı sürece geldiği özün ve yüce kaynağa, tanrısal evrene dönme özlemi içindedir. Gövde dağılır, kendini kuran öğelere ayrılır. İçinde insanın da bulunduğu tüm varlık evreni toprak, su, ateş ve yel gibi dört ilkeden kurulmuştur. Bu dört ilke yaratılmıştır, yaratıcı da Tanrı'dır. Tanrı, bu dört ilkeyi yarattıktan sonra, ayrı ayrı oranlarda birleştirerek varlık türlerinin oluşmasını sağlamıştır. İnsan sevgi yoluyla Tanrı'ya ulaşır, çünkü insanla Tanrı arasında özdeşlik vardır. Ancak, insanın bu madde evreninde bulunması, tinin tanrısal kaynaktan uzak kalması bir ayrılıktır. Bu ayrılık insanı, yaşamı boyunca Tanrı'yı düşünme, ona özlem duyma olaylarıyla karşı karşıya getirmiştir.
Gerçekte insan-Tanrı-evren üçlüsü birlik içindedir, var olan yalnız Tanrı'dır, türlülük bir 'görünüş'tür. Çünkü Tanrı, kendi özü gereği, bütün varlık türlerini kapsar, her varlıkta yansır. Evreni kuran öğelerle insanın gövdesini oluşturan ilkeler özdeştir. Bu özdeşlik tanrısal tözün bütün varlık türlerinde, biçimlendirici bir öğe olarak bulunmasından dolayıdır. Tanrısal tözün nesnel varlıklarda bulunması bir 'yansıma' niteliğindedir, çünkü Tanrı yarattığı nesnede yansıyınca 'oluş' gerçekleşir.
Sevgi insanda birleştirici, bütünleştirici bir eğilim niteliğindedir. Yunus Emre, sevgiyi Tanrı ve onun yarattığı tüm varlıklara karşı duyulan bir yakınlık, bir eğilim diye anlar. Sevginin ereği yüce Tanrı'ya ölümsüz olana kavuşmak, onun varlığında bütünlüğe ulaşmaktır. Tanrı insanla özdeş olduğundan kendini seven Tanrı'yı, Tanrı'yı seven kendini sever. Çünkü sevgi kendini başkasında, başkasını kendinde bulmaktır. Sevginin olmadığı yerde, öfke, kırgınlık, çözülme ve birbirinden kopukluk gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar.
Sevginin değerini yalnız seven bilir, sevmek de bir bilgelik, bir olgunluk işidir. Yeterince aydınlanmamış, Tanrı ışığından yoksun kalmış bir gönülde sevginin yeri yoktur. Bütün varlık türlerini birbirine bağlayan, onları tanrısal evrene yönelten sevgidir. Sevgi bir çıkar aracı olmadığından seven karşılık beklemez. Dost kişi gerçek seven kimsedir (âşık) . Dost başka bir anlamda da Tanrı'dır, kişinin gönlünde ışıyan tözdür.
Yunus Emre'de yaşamak tanrısal tözün bir yansıması olan evrende sevinç duymaktır. Çünkü, bütün varlık türlerinde Tanrı görünmektedir, bu nedenle severek, düşünerek yaşamayı bilen kimse her yerde Tanrı ile karşı karşıyadır. Yaşamak belli nesnelere bağlanmak, yalnız gelip geçici varlıkları edinmek için çırpınmak değildir. Böyle bir yaşama biçimi kişiyi tanrısal tözden uzaklaştırdığı gibi yetkinlikten, bilgelikten de yoksun kılar. Yunus Emre'nin dilinde bilge kişinin adı 'eren'dir. Eren barış içinde yaşamayı, bütün insanları kardeş görmeyi, kendini sevmeyeni bile sevmeyi bilen kişidir. Onun gönlü yalnız sevgiyle, dostluk duygularıyla doludur.
Evreni bir tanrısal görünüş alanı olarak bildiğinden, erenin evrene karşı da sevgisi, saygısı vardır. Erenin gözünde insan bir küçük evrendir, büyük evren ise tanrısal tözün kuşattığı sonsuz varlık alanıdır. Eren olma aşamasına ulaşmış kişide erdem, alçakgönüllülük, eli açıklık, yetkinlik, olgunluk bir bütünlük içinde bulunur.
Ölüm tinin gövdeden ayrılıp tanrısal kaynağa dönmesiyle gerçekleşir. Bu nedenle ölüm tinle gövde arasında bir ayrılıktır. Gerçekte ölüm yoktur, tinin ölümsüzlüğe ulaşması, yüce kaynağa dönüşü vardır. Çünkü, bütün varlık türleri tanrısal tözün yansıması olduğundan, salt ölüm de söz konusu değildir. Ölümün bir başka anlamı da bilgiden, erdemden, yetkinlikten, sevgiden yoksun kalmaktır.
Yunus Emre'nin şiirinde Yeni-Platonculuk'tan kaynaklanan Tasavvuf öğretisinin bütün sorunları bulunur. Bunlara yeni bir çözüm getirmez, Yeni-Platonculuk'un yöntemine dayanarak yorumlar ileri sürer. Bu nedenle onun şiiri Yeni-Platonculuk'un Türkçe açıklanışıdır.
Yunus Emre'nin edebiyat tarihi bakımından, önemli bir yanı da Anadolu'da, Türkçe şiir dilinin öncüsü olması ve tasavvuf sorunlarını yalın, kolay anlaşılır bir dille söyleyişi nedeniyledir. Şiirlerinin ölçüsü, Türkçe'nin ses yapısına uymayan 'aruz' olmakla birlikte söyleyişi akıcı, sürükleyici bir nitelik taşır. Tasavvufun en güç anlaşılır kavramlarını, Türkçe'nin ses yapısına uygun biçimde dile getirir, şiirinde duygu ve düşünce birliğinden oluşan bir derinlik görülür.
Yer yer yalın halk söyleyişine yaklaşan dilinde anlam-uyum bağlantısı bütüncül bir içerik taşır. Ona göre önemli olan bir sözü etkili biçimde söylemektir. Bu nedenle sözün boş bir kavram olmaması, bir varlık sorununu, bir düşünceyi dile getirmesi gerekir. İnsan ancak söz söyleme yetisiyle insandır, konuşan Tanrı durumundadır. Yunus Emre'de Türkçe, şiir dili olma yanında, düşünceyi içeren, açıklayan bir odak özelliği kazanmıştır.
Eserleri
Divan
Risaletü'n - Nushiye

YUNUS EMRE A HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER

YUNUS EMRE 1238-1321
YUNUS EMRE A HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
İÇİNDEKİLER
1-) ACEP ACEP NE NESNEDİR?
2-) ACEP DEĞİL DELİ OLSA
3-) ADIM ADIM İLERİ
4-) AĞLA GÖZÜM AĞLA
5-) AH NİCE BİR UYURSUN
6-) AKLIM BAŞIMA GELMEDİ
7-) AKLIN ERERSE SOR BANA
8-) ALDI BENİM GÖNLÜMÜ
9-) ALEM DÜŞMAN OLUR İSE
10-) ALLAH DİYELİM
11-) ALLAH SANA VEREBİLİR BİR GÜN ECEL SERHENGİNİ
12-) ANICAK KORKAR CANIM
13-)ANIP KIYAMET GÜNÜNÜ
14-) ANLATAYIM NE KILDIĞIM BENİM İLE O DİLPEZİR
15-) ANMA MISIN SEN ŞU GÜNÜ CÜMLE ALEM HAYRAN OLA
16-) ANMAZ MISIN SEN ŞU GÜNÜ GÖZÜN NESNE GÖRMEZ OLA
17-) ARAYI ARAYI BULSAM İZİNİ
18-) ARİFLER ORTASINDA SOFİLİK SATMAYALAR
19-) AYETLER İLE BİLİNEN
20-) AYIRMA BENİ SENDEN
1-) ACEP ACEP NE NESNEDİR?
Acep acep ne nesnedir bu dert ile firak bana?
Canımı sarhoş eyledi aşk ağısı tiryak bana.
Kimin ki renci var ise derdine derman istesin,
Kesti benim bu rencimi derman oldu bu dert bana.
Aşk oduna yan der isen, gönüllere gir der isen,
Karanlıklar aydın ola, ne kandil ne çerak bana.
Gökten inen dört kitabı günde bin kez okur isen,
Erenlere münkir isen, didar ırak senden yana.
Miskin Yunus, erenlere tekebbür olma, toprak ol,
Topraktan biter tamamı, gülistanı toprak bana.
Yunus Emre
2-) ACEP DEĞİL DELİ OLSA
Acep değil deli olsa aşk oduna yanan kişi,
Aşka yakın yürümesin iyi adın sanan kişi.
Kim sakınır iyi adın, bıraksın elden aşk odun,
Tezcek yoldurur kanadın, daldan dala konan kişi.
Saldı beni uzak yola, şu gözlerim dola dola,
Dertli halinden ne bile, yüreği sağ olan kişi.
Aşıklar geçer arından, dönmez olur ikrarından,
Şimdi ayrılmış yarından, yalan dava kılan kişi.
Yürek yanar, yaşım akar, şu gözlerim yola bakar,
Gayri yüze nice bakar Hak cemalin gören kişi.
Gözüm pınar olmuş akar, şu zarim ki Arş'a çıkar,
Mahv eyleyip varın yakar masivayı koyan kişi.
Yunus kodu yola başı, vurur müddeiler taşı,
Hiçtir münafıkın işi, gelsin aşka doyan kişi.
Yunus Emre
3-) ADIM ADIM İLERİ
Adım adım ileri, bu alemden içeri,
On sekiz bin alemi gördüm bir dağ içinde.
Yetmiş bin hicab geçtim, gizli perdeler açtım,
Ben dost ile buluştum, buldum bir dağ içinde.
Körler gibi görmedim, söz gibi söyleşmedim,
Musa gibi münacaat ettim bir dağ içinde.
Gökler gibi gürledim, yeller gibi inledim,
Sular gibi çağladım, aktım bir dağ içinde.
Bir döşek döşemişler, nur ile bezemişler,
Dedim bu kimin ola, sordum bir dağ içinde.
Deprenmedim yerimden, ayrılmadım şeyhimden,
Aşktan bir kadeh aldım, içtim bir dağ içinde.
Vardım ileri vardım, Levh’i elime aldım,
Ayetlerin okudum, yazdım bir dağ içinde.
Kalpten büyük dağ olmaz, o Allaha doyulmaz,
Sohbetine kanılmaz, erdim bir dağ içinde.
Açtım Mekke kapısın, duydum o dost kokusun,
Erenlerin hepisin, gördüm bir dağ içinde.
Yunus der ki: Gezerim, dost iledir pazarım,
Ol Allahın didarın gördüm bir dağ içinde.
Yunus Emre
4-) AĞLA GÖZÜM AĞLA
Ağla gözüm ağla, gülmezem gayrı,
Gönül dosta gider, gelmezem gayrı.
Ne gam bunda bana bin kez ölürsem,
Orda ölüm olmaz, ölmezem gayrı.
Yansın canım, yansın aşkın oduna,
Aksın kanlı yaşım, silmezem gayrı.
Göyündüm aşk ile ta kül olunca,
Boyandım rengine, solmazam gayrı.
Beni irşad eden mürşidi kamil,
Yeter, bir el daha almazam gayrı.
Varlığım yokluğa değişmişim ben,
Bugün cana başa kalmazam gayrı.
Fenadan bakîye göç eder olduk,
Yöneldim şu yola, dönmezem gayrı.
Muhabbet bahrının gavvası oldum,
Gerekmez, Ceyhun'a dalmazam gayrı.
Dilerim fazlından ayırmayasın,
Tanrım, senden özge sevmezem gayrı.
Söyler aşık dilinden bunu Yunus,
Eğer aşık isem, ölmezem gayrı.
Yunus Emre
5-) AH NİCE BİR UYURSUN
Ah nice bir uyursun, uyanmaz mısın?
Göçtü kervan kaldık dağlar başında.
Çağrışır tellallar inanmaz mısın?
Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.
Emir Hac göçeli hayli zamandır,
Muhammed cümleye dindir, imandır.
Delilsiz gidilmez, yollar yamandır,
Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.
Bülbül olup dost bağında öte gör,
İyi amellerle yükün tuta gör,
Efendimin kervanına yete gör,
Göçtü kervan kaldık dağlar başında.
Yunus sen bu dünyaya niye geldin?
Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin.
Enbiyaya uğramaz ise yolun,
Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.
Yunus Emre
6-) AKLIM BAŞIMA GELMEDİ
Aklım başıma gelmedi, aşk şarabın tatmayınca.
Ben kendimi bilemedim, gerçek ere yetmeyince.
Kendi bilisiyle kişi hiç erişe mi menzile?
Allah'a eremez kalır, er eteğin tutmayınca.
Aşık gönlünde çok yol var, o yolda bin türlü hal var,
Kimse bu yolu anlamaz, imanını katmayınca.
Var din îman gerek ise, iyi diril bu dünyada,
Yarın orda bitmez işin, bugün burda bitmeyince.
Bülbül dahi aşık güle, nazar Hak'tan olur kula,
Bir keleci gelmez dile, gönüllerde yanmayınca.
Gönüldeki bu razımı, sakınmaz derdim sözümü,
Aşık ne katlanır söze, aşk metası satmayınca.
Biçare Yûnus'un sözün key aşık gerek anlaya,
O kuş dilidir, n'eylesin, öğütlenmez ötmeyince.
Yunus Emre
7-) AKLIN ERERSE SOR BANA
Aklın ererse sor bana, ben evvelde nerde idim,
Diler isen deyiverem ezeli vatanda idim.
Kalu bela söylenmeden, tertib düzen eylenmeden,
Hak'tan ayrı değil idim, o ulu divanda idim.
Eyyub ile derde esir, iniledim çektim ceza,
Belkıs ile taht üzere Mührü Süleyman'da idim.
Yunus ile balık beni çekdi deme yuttu bile,
Zekeriya ile kaçtım, Nuh ile tufanda idim.
İsmail'e çaldım bıçak, bıçak bana kar etmedi,
Hak beni azat eyledi, koç ile kurbanda idim.
Yusuf ile ben kuyuda yattım çefa çektim bile,
Yakub ile çok ağladım, bulunca figada idim.
Mirac Gecesi Ahmed'in döndürdüm arşta nalini,
Üveys ile vurdum tacı Mansur'la urganda idim.
Ali ile vurdum kılıç, Ömer ile adil oldum,
On sekiz yıl Kafdağı'nda Hamza'yla meydanda idim.
Ezelden dilimde işte Tanrı birdir, haktır Resul,
Bunu böyle bilir iken sanma ki gümanda idim.
Yer ile gök kurulmadan, Adem dünyaya gelmeden,
Öküz, balık eylenmeden, ben onun evinde idim.
Yunus senin aşık canın ezeli aşıklar ile,
Bu kainat var olmadan, ben orda gezinir idim.
Yunus Emre
8-) ALDI BENİM GÖNLÜMÜ
Aldı benim gönlümü, n'olduğum bilemezim,
Yavı kıldım ben beni, isteyip bulamazım.
Gönülsüz girdim yola, halim hoş gelmez dile,
Bir dem derdim demeye, bir dertli bulamazım.
Şakirem derdim ile, sataştım güle güle,
Dertliler bulacağız, ben beni bulamazım.
Ey derler ise bana, senin gönlün kim aldı?
Nice haber vereyim, ağlarım ey demezim.
Bu benim gönlüm alan, doludur cümle alem,
Nereye bakar isem, onsuz yer göremezim.
Ayık olup oturman, ayıksızlar getirmen,
Severim aşk esriğin, ben ayık olamazım.
Yunus’a kadeh sunan, Enel Hak demin vuran,
Bir cur’a sundu bana, içtim ayılamazım.
Yunus Emre
9-) ALEM DÜŞMAN OLUR İSE
Alem düşman olur ise, beni dosttan ıramaya,
Dost nerde ise ben orda, düşmanlık ayıramaya.
Dost ehli bizim ile hem, dost bundadır bize ne gam,
Yüzbin cehdederse düşman, dost mahfilin duramaya.
Düşman bana n'idebile, işim gücüm dosttan yana,
Dost makamı can içinde, düşman eli eremeye.
Sultanlar acizdir onda, ne gönüldedir ne canda,
Mahrumdur iki cihanda, kim dost yüzün göremeye.
Kime ki dost kapı aça, düşmanı elinden kaça,
Yunus ağzı güher saça, değme arif deremeye.
Yunus Emre
10-) ALLAH DİYELİM
Allah diyelim daim,
Allah görelim n'eyler?
Yolda duralım kaim,
Allah görelim n'eyler?
Allah diye kıl zarı,
Odur kamunun varı,
Ondan umalım yarı,
Allah görelim n'eyler?
Çıkarmayalım dilden,
Ayrılmayalım yardan,
Irılmayalım yoldan,
Allah görelim n'eyler?
Açlık sonu tokluktur,
Tokluk sonu yokluktur,
Bu yollar korkuluktur,
Allah görelim n'eyler?
Sen sanmadığın yerde,
Nagah açıla perde,
Derman erişe derde,
Allah görelim n'eyler?
Gündüz olalım saim,
Gece olalım kaim,
Allah diyelim daim,
Allah görelim n'eyler?
Adı sanı dillerde,
Sevgisi gönüllerde,
Şu korkulu yollarda,
Allah görelim n'eyler?
Adı sanı uşatdım,
Küfrümü suya attım,
Miskinliğe el kattım,
Allah görelim n'eyler?
Her dem dalalım bahre,
Aldanmayalım dehre,
Sabreyleyelim kahra,
Allah görelim n'eyler?
Ar namusu bıraktım,
Külümü suya attım,
Dervişliğe el kattım,
Allah görelim n'eyler?
Mecnun gibi avare,
Aşık olmuşum yare,
De Yunus sen biçare,
Allah görelim n'eyler?
Yunus sanma ondadır,
Bu aşk sana sendedir,
Can kamuya ondadır,
Allah görelim n'eyler?
N’etti bu Yunus, n’etti?
Bir doğru yola gitti,
Pirler eteğin tuttu,
Allah görelim n'eyler?
Yunus Emre
11-) ALLAH SANA VEREBİLİR BİR GÜN ECEL SERHENGİNİ
Allah sana verebilir bir gün ecel serhengini,
Gele görüne gözüne azdıra benzin rengini.
Ver der emanet canını, sahibine götüreyim,
Alırken emanet canı ede seninle cengini.
Emaneti senden ala, tenini cansız bıraka,
Günahlar boynunda kala, vura nefsin gülbengini.
Malın çok ise ey paşa, hısımın kavmin üleşe,
Götüreler seni sine, göresin yerin tengini.
Seni sininde koyalar, menzil mübarek diyeler,
Üstüne tez tez örteler, bu dünya hak ve sengini.
Karanlık yerde olasın, amelin ile kalasın,
Ah ederek çok çalasın ahir pişmanlık çengini.
Yunus var şimdi tövbe kıl, can sende iken et amel,
Aşık isen kuşana gör dervişlerin palhengini.
Yunus Emre
ANCA ZAR EYLER Kİ ŞU BÜLBÜL EYLER
Anca zar eyler ki şu bülbül eyler,
Onu ol eylemez illa gül eyler.
Nasıl gülde görür dostun cemalin,
Çağırır ki beni deli şol eyler,
Ne görür gülde ya biçare bülbül,
Ki gülistana karşı gulgul eyler.
Ne gördü Leyla'nın yüzünde Mecnun,
Akıtıp göz yaşın su ve sel eyler.
Ne göründü şu Ferhat'ın gözüne,
Kayalar keserek dosta yol eyler.
Ne göründü Şah İbrahim gözüne,
Tacını tahtını tarumar eyler.
Kimin kafir edip, kimin müselman,
Onu kimse etmez illa ol eyler.
Kimine dert verir, asla inletmez,
Kiminin dünyada derdin bol eyler.
Kimi zengin kimi yoksul deme ki,
Eğer zengin, eğer yoksul ol eyler.
Kimine bir aba vermez ki giye,
Kiminin atına atlas çul eyler.
Kimini dünyada hayvan yaratır,
Kimini kendine muhlis kul eyler.
Kimin elin alır Arş'a çıkarır,
Kimin yere çalar kara kül eyler.
Biçare Yunus'un altın sözünü,
Cahile söylemen kızıl pul eyler
Yunus Emre
12-) ANICAK KORKAR CANIM
Anıcak korkar canım, vay vay ölüm elinden,
Titrer sünüğüm tenim, vay vay ölüm elinden.
Ev komadı girmedik, yer komadı varmadık,
Bunculayın görmedik, vay vay ölüm elinden.
Ey atalar, analar, ağusuna kanalar,
Oğul diye yanalar, vay vay ölüm elinden.
Anc'analar buzular, göğüsleri sızılar,
Gider körpe kuzular, vay vay ölüm elinden.
Gel Yunus'um, gel şimdi, gözün yaşın sil şimdi,
Benim bağrım del şimdi, vay vay ölüm elinden.
Yunus Emre
13-)ANIP KIYAMET GÜNÜNÜ
Anup kıyâmet günini
Aglaşalum ol gün içün
Ol gün melâmet günidür
Aglaşalum ol gün içün
Ol günde yirler yarıla
Cümle ölenler dirile
Cümle günâhlar sorıla
Aglaşalum ol gün içün
Ol günde gök çatlayısar
İnsân niçe katlanısar
Ol günde kim korkmayısar
Aglaşalum ol gün içün
Âh ol günün korkuları
Koca kılur ma‘sûmları
Niçe olur mücrimleri
Aglaşalum ol gün içün
Ol gün katı efgân ola
İrkek dişi ‘uryân ola
Cümle ciger biryân ola
Aglaşalum ol gün içün
İy Yûnus Emre gir yola
Hâl bilmez kardaş ne ola
Meger dermân Hak'dan ola
Aglaşalum ol gün içün
Yunus Emre
14-) ANLATAYIM NE KILDIĞIM BENİM İLE O DİLPEZİR
Anlatayım ne kıldığım benim ile o dilpezir,
Her dem yeni şive ile beni yine kılar esir.
Her nereye bakar isem odur gözüme görünen,
O serverin lutfu bizi bu vech ile kıldı basir.
Ömrüm nice olur ise azatlığım muhal durur,
Tuzağa düşücek avı, avcı elinden kim alır?
Akil isen gelip bana niteliğin sorma onun,
Nice nişan anlatayım misli yok onun binazır.
Vade olundu kamuya, ki göreler yarın onu,
Benim yarim burda durur, burda göründü o Kadir.
Yunus tevvecüh edeli Kabe-i aşka can ilen,
Oldu mugaylan dikeni ayağı altında harir.
Yunus Emre
15-) ANMA MISIN SEN ŞU GÜNÜ CÜMLE ALEM HAYRAN OLA
Anma mısın sen şu günü, cümle alem hayran ola,
Nidesini bilemeyen bihot ve sergerdan ola.
İsrafil surunu vura, cümle mahluk yerden kalka,
Dirilenler haşre vara, orda kadı Sübhan ola.
Zebaniler çeke tuta götüre Tamu'ya ata,
Deri yana sünük tüte dün gün işi efgan ola.
Malik çağıra Tamu'ya; çek onu meydana getir,
Hak korkusundan Tamu'da titreyenler figan ola.
Malik der ki; Hey hey Tamu, korku ile titrer kamu,
Tanrı buyruğun tutmayan orda pişip biryan ola.
Dağlar yerinden ırıla, heybetinden gök yarıla,
Yıldızlar bağı kırıla düşe yere galtan ola.
Yazıklarımız tartıla, onca perdeler yırtıla,
Bilmediğin günahların orda sana ayan ola.
Yunus söyler işbu sözü, dergahına tut sen yüzü,
Diler Hakk’ı göre gözü, hem inayet ondan ola.
Yunus Emre
16-) ANMAZ MISIN SEN ŞU GÜNÜ GÖZÜN NESNE GÖRMEZ OLA
Anmaz mısın sen şu günü, gözün nesne görmez ola,
Düşe suretin toprağa, dilin haber vermez ola.
Azrail'i nasıl tuta, fayda etmez ana ata,
Kimse döymez o heybete, halktan medet ermez ola.
Gele sana can alıcı, dahi can alır kılıcı,
Aklını baştan alıcı, bir dem aman vermez ola.
Evvel gele şu yuyucu, ardınca şu su koyucu,
İletip kefen sarıcı, bunlar halin bilmez ola.
Oğlan gider danışmana, saladır dosta düşmana,
Sonra gelmeyin pişmana, sana fayda gelmez ola.
Ağaç ata bindireler, mezarlığa göndereler,
Yer altına indireler, kimse ayrık görmez ola.
Üç güne dek oturalar, hep işini bitireler,
O dem dile getireler, artık kimse anmaz ola.
Yunus miskin bu öğüdü, sen sana versen yeğ idi,
Bu şimdiki mahlukata, öğüt fayda etmez ola.
Yunus Emre
17-) ARAYI ARAYI BULSAM İZİNİ
Arayı arayı bulsam izini,
İzinin tozuna sürsem yüzümü.
Hak nasip eylese görsem yüzünü,
Ya Muhammed canım arzular seni.
Bir mübarek sefer olsada gitsem
Kabe yollarında kumlara batsam
Hup cemalin bir kez düşte seyretsem
Ya Muhammed canım arzular seni.
Zerrece kalmadı kalbimde hile
Sıtk ile girmişim ben hak yola
Ebu Bekir, Ömer, Osman'da bile
Ya Muhammed canım arzular seni.
Ali ile Hasan Hüseyin anda,
Sevgisi gönülde, muhabbeti canda.
Yarın mahşer gününde, ulu divanda
Ya Muhammed canım arzular seni.
Arafat dağıdır bizim dağımız
Anda kabul olur bizim duamız
Medine'de yatar Peygamberimiz
Ya Muhammed canım arzular seni
Yitirdim o dostu bilmem ne yanda?
Sevgisi gönülde, muhabbet canda.
Yarın mahşer günü ulu divanda,
Ya Muhammed canım arzular seni.
Yunus senin methin eder dillerde,
Sevilirsin bütün bu gönüllerde.
Ağlayı ağlayı gurbet ellerde,
Ya Muhammed canım arzular seni.
Yunus Emre
18-) ARİFLER ORTASINDA SOFİLİK SATMAYALAR
Arifler ortasında sofilik satmayalar,
İhlas ile bu aşka riyayı katmayalar.
Ya bildiğini söyle, ya bir bilirden işit,
Teslimlik ucunu tut, sözü uzatmayalar.
Kuran kelamım dedi, gönlüne evim dedi,
Gönül ev ıssın bilmez, ademden tutmayalar.
Gönül sındı bulundu, hem Hakk’a yakın idi,
Yine dikerim diye, bütünü yırtmayalar.
Mumlu baldır şeriat, tortusuz yağ tarikat,
Dost için balı yağa, pes niçin katmayalar.
Arif can verir duymaz, yalancı mala kıymaz,
Yalan ile gerçeği beraber tutmayalar.
Kıymetin duyar isen, neye değer işbu dem,
Erenlerin manasın almaza satmayalar.
Miskin Adem yanıldı, Uçmak'ta buğday yedi,
İşi Hak’tan bilenler şeytandan tutmayalar.
Şirin hulklar eylensin, tatlı sözler söylensin,
Sohbetlerde Yunus’u asla unutmayalar.
Yunus Emre
19-) AYETLER İLE BİLİNEN
Ayetler ile bilinen, her yerde hazır bulunan,
Cennet içinde salınan, Hasan ile Hüseyin'dir.
Bundan Aşura eyleyen, hem ruhunu şad eyleyen,
Onda şefaat eyleyen, Hasan ile Hüseyin'dir.
Muhammed durur dedesi, gayet oldu o gün ıssı,
Evliyalar ser çeşmesi, Hasan ile Hüseyin'dir.
Kanlı gömleğini alan, düşmanına karşı duran,
Yezid'e kılıçlar salan, Hasan ile Hüseyin'dir.
Yunus der ki: Onda kalan, bu dünyanın sonu viran,
Kerbela'da şehit olan Hasan ile Hüseyin'dir.
Yunus Emre
20-) AYIRMA BENİ SENDEN
Ayırma beni senden Yaradan,
Düşüp ölürüm ben bu yaradan.
Öldüğüm için gussa mı yerim,
Ala canımı yine Yaradan.
Öldü diyeler, kaydım yiyeler,
Bir kuş olurum çıkam yuvadan.
Ağlama derim şu gözlerime,
Kan yaş akıtır aktan karadan.
Yerler mi kodum göl eylemedik,
Seller akıttım her bir dereden.
Ben bir kul idim, sen sultan idin,
Düştüm araya bilmem nereden.
Varam kul olam şeyh eşiğine,
Aba dikinem yüz bin pareden.
Emrem Yunus'un muradı budur,
Ere yarine, çıka aradan.
Yunus Emre

YUNUS EMRE B HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER

YUNUS EMRE B HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
İÇİNDEKİLER
21-) BAKTIĞIM YÜZDE GÖRDÜM
22-) BANA BU TEN GEREKMEZ
23-) BANA NAMAZ KILMAZ DİYEN
24-) BANLADI O MÜEZZİN DURDU KAMET EYLEDİ
25-) BAŞTAN AYAĞA DEĞİN
26-) BE HEY KARDAŞ
27-) BEN BENDE BULDUM
28-) BEN BU CİHANA GELMEDEN
29-) BEN BU YOLU BİLMEZ İDİM
30-) BEN BU YURTLU DEĞİLİM
31-) BEN DERT İLE AH EDERDİM
32-) BEN DOST İLE DOST OLMUŞUM
33-) BENCİLEYİN GÖREN KİŞİ
34-) BENİ ANMAKLIĞA BENDEN FARİĞİM
35-) BENİ BURAYA YOLLAYAN BİLİR BEN NE İŞE GELDİM
36-) BENİM BURDA KARARIM YOK
37-) BENİM CANIM UYANIKTIR
38-) BENİM GÖNLÜM GÖZÜM
40-) BENİM SAHİP KIRAN DEVRAN BENİMDİR
41-) BENİM ZARI KILAN ŞU YARE KARŞI
42-)BERK YAPIŞTIN ŞU DÜNYAYA
43-) Bİ MEKANIM BU CİHANDA
44-) BİLENLERE SORMAK GEREK
45-) BİLİR MİSİNİZ YARENLER
46-) BİLİRİM SENİ YALAN DÜNYASIN
47-) BİLMEM NİDEYİM
48-) BİN YIL EĞER VASFIN DEYEM
49-) BİR ACEP ONULMAZ DERDİM VAR İDİ
50-) BİR GÜN O HAZRETE KARŞI
51-) BİR GÜN SENİN DEFTERİNİ
52-) BİR İMARET GÖSTER BANA
53-) BİR KARARDA DURMAYALIM
54-) BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE
55-) BİR KİŞİDEN SORSAN HABER
56-) BİR KORKU DÜŞTÜ CANIMA
57-) BİR SÖZ DİYEYİM SANA
58-) BİR ŞAHA KUL OLMAK GEREK
59-) BİZ BİZİ BİLMEZ İDİK
60-) BİZ DÜNYADAN GİDER OLDUK
61-) BİZ KİMSEYE KİN TUTMAYIZ
62-) BİNDE BİRİ BU HALKIN RAHMAN YOLUNA GİRMEZ
63-) BİR SÖZ GELDİ DİLİME
64-) BU CİHANA GELMEDEN
65-) BU CÜMLE ERKANI KOYUP
66-) BU DEM YÜZÜM SÜRE DURAM
67-) BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ
68-) BU DÜNYANIN MİSALİ
69-) BU DÜNYAYA GELEN KİŞİ
70-) BU DÜNYAYA GÖNÜL VEREN
71-) BU NE DERTTİR ACEP
72-) BU NE GÜLECEK YERDİR
73-) BU ÖMRÜM YOK YERE
74-) BU SEMAHA GİRMEYEN
75-) BU VÜCUDUM ŞEHRİNE BİR DEM GİRESİM GELİR
76-) BU YOKLUK YOLUNA
77-) BUGÜN SOHBET BİZİM OLDU
78-) BUNCA GÖNÜLLER ALAN CİHANA SULTAN MISIN?
21-) BAKTIĞIM YÜZDE GÖRDÜM
Baktığım yüzde gördüm o Tapduğ'um nurunu,
Maksudum bugün buldum, ben n'iderim yarını?
Yarınım bugün bana, hoş bayram düğün bana,
Düşte gelir ün bana, işitin ahbarımı.
Dostun haberi ile, nefsin sana yar eyle,
Yık dosta hazır eyle bu vücudun şehrini.
Vücuda gelmeyince kimse Hakk'ı bilmedi,
Bu vücuttan gösterdi dost bize didarını.
Erin didarın gördüm, güman terkini vurdum,
Dost bahçesine girdim, överim gülzarını.
Dostun yüzü gül bana, aşığım yol bul ona,
Kaykımazım dört yana, çün buldum aşk erini.
Elestü birabbiküm, Hak'tan nida gelicek,
Müminler beli deyip ettiler ikrarını.
Kalu bela denildi münkir muhib bilindi,
O demden tuta geldi cahiller inkarını.
Yunus'a küfr elinden şikayete geldiler,
Ey sultanım gerçek er, kes gider zünnarını.
Yunus Emre
22-) BANA BU TEN GEREKMEZ
Bana bu ten gerekmez can gerektir,
O baki Cennet'e iman gerektir.
Zehi mürşit ki bizi Hakk'a iltir,
Aşık canı ona kurban gerektir.
Bunlar vazgeçti cennet arzusundan,
Didar göstermeye sultan gerektir.
N'iderim cenneti yahut huriyi,
Bana dergahına seyran gerektir.
Eğer Muhammed'e ümmet olursan,
Dilinde zikir ve Kuran gerektir.
Namaz, tesbih, zikir ve Kuran verdi,
İnayet bunlara Hak'tan gerektir.
Hakikat şerbetin içen aşıklar,
Başı açık, teni uryan gerektir.
Aşık Yunus bu sırrı anlayanın,
Ciğeri büryan, gözü giryan gerektir.
Yunus Emre
23-) BANA NAMAZ KILMAZ DİYEN
Bana namaz kılmaz diyen, ben kılarım namazımı,
Kılar isem, kılmaz isem, o Hak bilir niyazımı.
Hak'tan gayrı kimse bilmez, kafir müslüman kim olur,
Ben kılarım namazımı, Hak geçirirse nazımı.
O nazı derğahta geçer, mana şarabından içer,
Hicapsız can gözün açar, dost kendi siler gözümü.
Dost burdadır belli beyan, dost didarın gördüm ayan,
Bu ilmi hikmeti duyan eder bana dek azimi.
Gönül gözü bidar durur, her yanda baksam yar durur.
Kimde akıl fehim vardır, O bilir benim sözümü.
Gizli sözü şerheyleyip, türlü nükteler söyleyip,
Değme arif şerhetmeye bu benim gizli razımı.
Sözüm manasına erin, belirsizden haber verin,
Dertli aşıklara sorun bu benim dert ve suzumu.
Dert aşıklar dermanıdır, dertli aşıklar ganidir,
Kadir ve kudret ünüdür işiten der avazımı.
Dost isteyen gelsin bana, göstereyim dostu ona,
Budur sözüm önden sona, ben bilirim kendözümü.
Yunus şimdi söyle Hakk'ı, münkir tutar sana dakı,
Pişir kotar Hak hanını, arifler tatsın tuzumu.
Yunus Emre
24-) BANLADI O MÜEZZİN DURDU KAMET EYLEDİ
Banladı o müezzin, durdu kamet eyledi,
Hazret'e tuttu yüzün, hem de niyet eyledi.
Duyunca ehli iman, hürmet ile dinledi,
Sonra namaza durup, Rabbe kulluk eyledi.
Hazrete bağlı elim, Fatiha okur dilim,
Hak için büküp belim hoş rükuat eyledi.
Şu benim hacetgahım, Tur dağı oldu meğer,
Musa gibi bu gönlüm, hoş münacat eyledi.
Bir suret gördü gözüm, secdeye vardı yüzüm,
Yıkıldı tertiplerim, zühdümü mat eyledi.
Ne dua kılam ne selam, ne zikr ne tespih kılam,
Beş vakit namazımı aşkın garet eyledi.
Gör Yunus'u n'eyledi, hoş haberler söyledi,
Aşık idi maşuka alışveriş eyledi.
Yunus Emre
25-) BAŞTAN AYAĞA DEĞİN
Baştan ayağa değin, Hak'tır ki seni tutmuş,
Haktan ayrı ne vardır, kalma güman içinde.
Bir isen birliğe gel, ikiyi bırak elden,
Bütün mana bulasın, sıdk ve iman içinde.
Girdim gönül şehrine, daldım onun bahrine,
Aşk ile gider iken, iz buldum can içinde.
Bu izimi izledim, sağım solum gözledim,
Çok acayipler gördüm, yoktur cihan içinde.
Yunus senin sözlerin, manadır bilenlere,
Söylenecek sözlerin devri zaman içinde.
Yunus Emre
26-) BE HEY KARDAŞ
Be hey kardaş hakk'ı bulam mı dersin,
Hakk'a yarar amel işlemeyince.
Tarikat sırrına erem mi dersin,
Kamil mürşit sana söylemeyince.
Değme kişi gönül evin düzemez,
Hakk'ın taktirini kimse bozamaz.
Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamayınca.
Gönül kuşu uçar gider durunmaz
Başlı suların ayağı bulunmaz
Elekten eleğe konup elenmez
Değirmene varıp un olmayınca
Özenirsen gardaş, tevhide özen,
Tevhiddir nefsinin kalesin bozan.
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan?
Çevre yanın ateş eylemeyince.
Aşkım galip geldi yüreğim harlar,
Aşık olan arı namusu n'eyler.
Behey yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyim mi söylemeyince.
Yunus Emre
27-) BEN BENDE BULDUM
Ben bende buldum çün Hakk’ı, şek ve güman nemdir benim,
Ben dost yüzün görmez isem bu gözlerim nemdir benim.
Gelsin münacat eyleyen, doksan bin hacat söyleyen,
Taşra ibadet eyleyen görsün ki dost nemdir benim.
Musa olup Tûr'a çıkam, nur olarak gözden bakam,
Söz olarak dilden çıkam, sur ve nagam nemdir benim.
Musa varır Tûr'a çıkar, orda varır nura bakar,
Dostdan gayrı zerre kadar bu gözlerim görmez benim.
Ben kendimi cem eyledim, o dosta iman eyledim,
Birliğine kıldım kamet, riya taat nemdir benim.
O dost bana ümmi demiş, hem adımı Yunus komuş,
Dilim şeker gövdem kamış, bu söyleyen nemdir benim.
Ümmi benim, Yunus benim, dokuz atam dörttür anam,
Aşk oduna düşüp yanam, çarşı pazar nemdir benim.
Yunus Emre
28-) BEN BU CİHANA GELMEDEN
Ben bu cihana gelmeden cihan sultanında idim,
Sözü gerçek hükmü revan o sultan hükmünde idim.
Halayık burda gelmeden, gökler melaik dolmadan,
Bu mülk daha kurulmadan, yaradan mülkünde idim.
Yüz yirmi dört bin hası, dört yüz kırk dört tabakası,
Devlet makamında o gün, ulu hanedanda idim.
Tasa beni görmez idi, kaygı eli ermez idi,
Endişe bilinmez idi, bir yüce mekanda idim.
Yunus bu cümle varlığın dost katında zerre değil,
Söz ile kelamda idim, hem burda hem orda idim.
Yunus Emr
29-) BEN BU YOLU BİLMEZ İDİM
Ben bu yolu bilmez idim, aşk gönlüme düştü gider,
Aşk elinden dertli yürek kaynayarak taştı gider.
Hani bizden öğüt alan, kalmadı dünyaya gelen,
Gece gündüz taat kılan, o Sırat’ı geçti gider.
Hep onlar Sırat’ı geçti, varıp dost iline düştü,
Gönül maksuda erişti hazrete ulaştı gider.
Nefsi doyunca yiyenler, kana kana uyuyanlar,
Dili gıybet söyleyenler cehenneme düştü gider.
Cehenneme düşen kişi, zarılıktır onun işi,
Onulmaz bağrının başı, büryan olup pişti gider.
Aşk oduna yanmayanlar, öleceğin sanmayanlar,
Göz açıp uyanmayanlar şöyle gaflet bastı gider.
Bu aşk bana bir düş idi, Hak müesser kılmış idi,
Derviş Yunus bir kuş idi, halk içinden uçtu gider.
Yunus Emre
30-) BEN BU YURTLU DEĞİLİM
Ben bu yurtlu değilim, burda durup n'iderim?
Nice nice tutsaklı tuzak üzdüm giderim.
Ben o kimseyim ki fertişteh baş indirir,
Allah ile ahdım var o ahdımı güderim.
O ahdımı ondum uş kimindir benim işim,
Nice daha ben burda, nefs eynini ederim.
Padişah olan kişiye sekban olmak olmaya,
Çün n'ideyim ben dahi, mihnet tadın tadarım.
Atamı yedi derler, anamı dört bilirim,
Atam anam bir imiş niçin gussa yutarım.
Yedi ile ikiden, on sekizden on dörtden,
On ikiden on birden, öte adım atarım.
Ben nice sağ işleri, yolda koyup gitmişim,
O ağacın budağın, budar oldum budarım.
Yedi zindan kapısın Yunus soynuban çıktı,
Kalmaya sensiz dahi, ben gussadan yatarım.
Yunus Emre
31-) BEN DERT İLE AH EDERDİM
Ben dert ile ah ederdim, derdim bana derman imiş,
İster idim hasret ile, dost yanımda pinhan imiş.
Nerde idim fikrederdim, göğe bakıp şükrederdim,
Dost benim gönlüm evinde, tenim içinde can imiş.
Sanırdım kendim ayrıyım, dost gayrıdır, ben gayrıyım,
Beni bu hayale salan bu sıfatı insan imiş.
İnsan sıfatı kendi Hak, insadadır Hak, doğru bak,
Bu insanın sıfatına cümle âlem hayran imiş.
Her kim o insanı bile, hayvan ise insan ola,
Cümle yaradılmış kula insan dolu sultan imiş.
Tehvid imiş cümle alem, tehvidi bilendir Adem,
Bu tevhidi inkar eden öz canına düşman imiş.
İnsan olan buldu Hakk’ı, meclis onun, odur saki,
Hemen bu biçare Yunus aşk ile aşina imiş.
Yunus Emre
32-) BEN DOST İLE DOST OLMUŞUM
Ben dost ile dost olmuşum, kimseler dost olmaz bana,
Münkirler bakıp gülüşür, selam dahi vermez bana.
Ben dost ile dost olayım, canımı feda kılayım,
Ölmezden evvel öleyim, dünya baki kalmaz bana.
Terk eyledim cümle işi, Hak yoluna kodum başı,
Dost yüzünü göreliden sabır karar olmaz bana.
Bir aşığım, biçareyim, baştan ayağa yareyim,
Hem deli hem divaneyim, akıl da yar olmaz bana.
Aşk odu yaktı canımı, kimseler bilmez halimi,
Seçemem soldan sağımı, garet ve ar olmaz bana.
Sanmanız beni deliyim, dost bahçesi bülbülüyüm,
Mevla'nın kemter kuluyum, kimse kıymet vermez bana.
Ey biçare aşık senin kimden korkar acep canın?
Korktuğun da dost olacak, hayf ile kar olmaz bana.
Aşkın ile ben tüterim, dayim oturup ağlarım,
Dahi kime yalvarayım, hemen derman sensin bana.
Bülbül olup ben öterim, dost bahçesinde biterim,
Gül alırım, gül satarım, bağ ve bağban olmaz bana.
Miskin Yunus nice diyem, fani cihanı terk edem,
Yana yana Hakk'a gidem, perde hicap olmaz bana.
Yunus Emre
33-) BENCİLEYİN GÖREN KİŞİ
Bencileyin gören kişi, ben sevdiğimin yüzünü.
Deli olup dağa düşer, yavı kılar kendözünü.
Kim şükrünü yetirirse, bir kez seni görmekliğe,
Haşa onu gören kişi nasıl ıratır gözünü.
Dil ile kim diyebilir onun cemali tertibin,
Can dudağı gerek tadam, onun kılıncı tuzunu.
Kişi neyi sever ise, dilinde sözü o olur,
Rahat söyleyesim gelir, gönlüm alanın sözünü.
Her nereye varır ise, o şirin huylu dilberim,
Yetmiş iki milletine, geçirir türlü nazını.
Hiç kimse rahatlık ile dostuna aşık olmadı,
Mahabbet burcunda komuş aşıkların yıldızını.
Dertsizlere benim sözüm, benzer kaya yankısına,
Haldaş bilir haldaşının gönlündeki şu razını.
Her kim sever ise seni ebed diri kalır canı,
Her dem senin aşkın ile yaşar gece gündüzünü.
Eğer Zühre gördüğünü, Yunus gözüyle görseydi,
Çalgıyı elden bırakıp, unutur idi sazını.
Yunus Emre
34-) BENİ ANMAKLIĞA BENDEN FARİĞİM
Beni anmaklığa benden fariğim,
N'iderim anarak ne de layığım.
Benim yoldaşlığım edebe sığmaz,
Edepsiz kişiye niçin refiğim.
El tutmaz ayak gitmez cihana düştüm,
Ne karar, ne mekan, ne sert tefriğim.
Kibirden gururdan kurtuldum artık,
Ne esriğim, ne mahmur, ne de ayığım.
Ne sabır, ne sükun, ne de çabuk iş,
Ne adım atarım, ne tez yolcuyum.
Bugün gelmiş isem yarın giderim,
Bu cihan evine konmuş konuğum.
Hani Yunus, hani cünbiş harekat,
Ne sermayem ola, ne var ne yoğum.
Yunus Emre
35-) BENİ BURAYA YOLLAYAN BİLİR BEN NE İŞE GELDİM
Beni buraya yollayan bilir ben ne işe geldim,
Kararım yok bu dünyada, giderim yumuşa geldim.
Dünyaya çok gelip gittim, erenler eteğin tuttum,
Kudret ününü işittim, kaynayarak coşa geldim.
Sert söz ile gönül yıktım, od oldum canları yaktım,
Sırrımı aleme çaktım, bu halka temaşa geldim.
Ben bir İdris gibi terzi, Şit oldum dokudum bezi,
Davut’un görklü avazı, ah edip nalişe geldim.
Aşık oldum şu ay yüze, nisar oldum bal ağıza,
Hayran baktım kara göze, siyah olup kaşa geldim.
Musa oldum Tur’a vardım, koç olup kurbana geldim,
Ali olup kılıç saldım, meydana güreşe geldim.
Deniz kenarında ova, kuyuya işleyen kova,
İsa ağzındaki dua olarak ben işe geldim.
Ay olup aleme doğdum, bulut olup göğe ağdım,
Yağmur olup yere yağdım, nur olup güneşe geldim.
Kılükaldan geçenlere, yolda gözün açanlara,
Anlayarak seçenlere, vaka olup düşe geldim.
Benim dertliler dermanı, benim o marifet kanı,
Benim Musa'nın İmran'ı, Tur dağından aşa geldim.
Yolum sana oldu durak, dersini söyleyendir Hak,
Yunus Emre dilinde Hak olup dile düşe geldim.
Yunus Emre
36-) BENİM BURDA KARARIM YOK
Benim burda kararım yok, ben burdan gitmeye geldim,
Bezirganım metahım çok, alana satmaya geldim.
Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için,
Gönüller dost evi için, gönüller yapmaya geldim.
Dost esriği deliliğim, aşıklar bilir neliğim,
Devşirerek ikiliğim, birliğe yetmeye geldim.
O hocamdır ben kuluyum, dost bahçesi bülbülüyüm,
O hocamın bahçesine şad olup ötmeye geldim.
Burda bilişmeyen canlar, orda bilişemez onlar,
Burda bilişip dost ile halim arzetmeye geldim.
Yunus Emre aşık olmuş, maşuka derdinden ölmüş,
Gerçek erin kapısında ömrüm harcamaya geldim.
Yunus Emre
37-) BENİM CANIM UYANIKTIR
Benim canım uyanıktır, dost yüzüne bakan benim,
Hem denize karışmağa, ırmak olup akan benim.
Irmak gibi ben çağlarım, gah gülerim, gah ağlarım,
Nefsin ciğerin doğrarım, kibri kini yıkan benim.
Kırdım bu nefsin çerisin, bir ettim burc ve barusun,
Pak eyledim içerisin, mülketini yuyan benim.
Ben hazrete tuttum yüzüm, o aşk eri açtı gözüm,
Gösterdi bana kendözüm, Ayet-i küll denen benim.
Şah didarın gördüm ayan, hiç gümansız belli beyan,
Kafir ola inanmayan, o didara bakan benim.
Benim durur bu cümle iş, hikmet ile bu yaz ve kış,
Ben bilirim yad ve biliş, ırılmasız duran benim.
Bu cümle canda oynayan, damarlarımda kaynayan,
Kûlli dillerde söyleyen, kulli dili diyen benim.
Nemrud odun İbrahim'e, ben bağ ve bostan eyledim,
Küfür yüzünden doğuran, yine odu yakan benim.
O Hallacı Mansur ile, söyler idim Enel Hakk'ı,
Benim yine o boynuna, dar urganı takan benim.
O Hak habibi Mustafa, Miraca edecek sefer,
O dem canım hak eyledim, o sırrını duyan benim.
Şimdi adım Yunus olur, o demde İsmail idi,
O dost için Arafat'a, kurban olup çıkan benim.
Bu çark benim hükmümdedir, her yanda ben oturmuşum,
Mülk benimdir, hükmederim, yıkan benim, yapan benim.
Sad benim, Said benim, Yunus dahi benimledir,
İlmi ledündür üstadım, o esrarı duyan benim.
Yunus Emre
38-) BENİM GÖNLÜM GÖZÜM
Benim gönlüm gözüm aşktan doludur,
Dilim söyler yari yüzüm suludur.
Öd ağacı gibi yanar vücudum,
Tütünüm göklere seher yelidir.
Çokal cevşen bu aşk oduna döymez,
Oku cana batar katı yalıdır.
Senin aşkın deniz, ben bir balıcak,
Balık sudan çıka hemen ölüdür.
Okurum şahımı kendi dilimce,
Şahım söyler bana her dem gele dur.
Seni sevenlerin ola mı aklı,
Bir dem uslu ise her dem delidir.
Yunus sen Tabduk’a oku dualar,
Aşıklar meydanı Arş’dan uludur.
Yunus Emre
39-) BENİM OL AŞK BAHRİSİ
Benim ol aşk bahrisi, denizler hayran bana,
Derya benim katremdir, zerreler umman bana.
Kaf Dağı zerrem değil, ay ve güneş bana kul,
Aslım Hak'tır şek değil, murşittir Kuran bana.
Çün dosta gider yolum, ezel mülküdür ilim,
Hak'tan söyler bu dilim, ne kul ne sultan bana.
Yok iken o barigah, var idi o padişah,
Ah bu aşk elinden ah, dert oldu derman bana.
Adem yaratılmadan, can kalıba girmeden,
Şeytan lanet olmadan, Arş idi seyran bana.
Diledi göre yüzün, işide kendi sözün,
Nazar kıldı bir kezin, orda can verdi bana.
Yaratıldı Mustafa, yüzü nur, gönlü safa.
O kıldı Hakk'a vefa, ondandır ihsan bana.
Doğdu o din metası, ondan oldu kamusu,
Adem, Halil ve Musa hüccet ve bürhan bana.
Aşık dilin bilmeyen ya delidir ya dehri,
Ben kuş dilin bilirim, söyler Süleyman bana.
Yunus Emre bu yolda, eksikliğin bildirir,
Mest olarak çağırır, dervişlik bühtan bana.
Yunus Emre
40-) BENİM SAHİP KIRAN DEVRAN BENİMDİR
Benim sahip kıran devran benimdir,
Benim key pehlivan meydan benimdir.
Haramiden benim korkum kaygım yok,
Bu güç ve bu kuvvet Hak’tan benimdir.
Ebu Bekir ve Ömer o din ulusu,
Murtaza Ali ve Osman benimdir.
Topu kim alacak çevganımızdan,
Bu çevgan top ile meydan benimdir.
Bana gelsin yoksul olan bay ola,
Bu mal ve sermaye dükkan benimdir.
Hasan’dır cismim, iman nuru içim,
İrfan sahibi Hüseyin benimdir.
Yunus’um ben Yunus işbu cihanda,
Benim sultan kulu, sultan benimdir.
Yunus Emre
41-) BENİM ZARI KILAN ŞU YARE KARŞI
Benim zarı kılan şu yare karşı,
Gönülden can veren dildara karşı.
Hayranım geceden sabaha kadar,
Bekleyen olurum didara karşı.
Seher vakti ben yar diye ağlarım,
Sanasın bülbülüm gülzara karşı.
Alaldan canımı aşk-ı ilahi,
Benim Mecnun gibi avara karşı.
Cemalin şemine pervane gibi,
Yakarım kanatları nara karşı.
Aşkın şarabı içeliden beri,
Erişir yüreğime yare karşı.
Bugün Mansur benim aşkın yolunda,
Yürüyüp çarh vuram şu dara karşı.
Biçare bülbülüm dost bahçesinde,
Varam verem haber şu yare karşı.
Aşık Yunus bugün gurbette kaldı,
Ki aşkı söyletir dildare karşı.
Yunus Emre
42-)BERK YAPIŞTIN ŞU DÜNYAYA
Berk yapıştın şu dünyaya, koyup gitmeyesin gibi,
Karanlık yalınız sinde, varıp yatmayasın gibi.
Geldin bu dar-ı mihnete, aldandın fani lezzete,
Heves edip Hak sohbete, tadın tatmayasın gibi.
Behey miskîn aç gözünü, bu faniden yum gözünü,
Günahdan kara yüzünü, hiç agartmayasın gibi.
Behey miskin gafil olma, dünya fani baki sanma,
Ecel yetecek ağzından, lokman yutmayasın gibi.
Derneği tagıdan gelmiş can ve gönül mahbûs olmuş,
Hep azanı şeytan almış ögüt tutmayasın gibi.
Tan edersin aşıklara, gönül gözü açıklara,
Uymuşsun münafıklara sıdka gelmeyesin gibi.
Yunus özün yalvarırsan, sıdk ile yola girersen,
El alıp tevbe kılarsan mahrum kalmayasın gibi.
Yunus Emre
43-) Bİ MEKANIM BU CİHANDA
Bi mekanım bu cihanda, menzilim durağım orda,
Sultanım taç ile tahtım, Hulle ve Burağ'um orda.
Eyyub'um, bu sabrı buldum, Circis'im bin kezin öldüm,
Ben bu mülke tenha geldim, bütün hazırlığım orda.
Yusuf'um, pazara geldim, Mansur gibi dara geldim,
Aslanım, şikara geldim, velakin yatağım orda.
Bülbül olup öte geldim, dilde menşur tuta geldim,
Burda miskim sata geldim, geyiğim otlağım orda.
Kim ne bile ne kuşam ben, şu ay yüze tutuşam ben,
Ezeliden sarhoşam ben, içmişim ayığım orda.
Deliyim, öğüt tutmazam, değme yere de gitmezem,
İşbu sözü işitmezem, tutmuşam kulağım orda.
Sır sözü eşkere olmaz, orda od yanar belirmez,
Gece gündüz yanar sönmez, bu benim çerağım orda.
Ben bu mülke talim kıldım, hem yedi kez cevlan urdum,
Muhammed nurunu gördüm, bu benim mekanım orda.
Yunus bu fikrete daldı, hep cihanı arda saldı,
Vallahi hoş lezzet aldı, tatmışam damağım orda.
Yunus Emre
44-) BİLENLERE SORMAK GEREK
Bilenlere sormak gerek bu tendeki can neyimiş?
Can hod Hak’ın kudretidir, damardaki kan neyimiş?
Fikir yumuş oğlanıdır, endişe kaygı kanidir,
Bu ah ve vah aşk donudur, tahtı olan han neyimiş?
Şükür onun birliğine, yok olanı var eyledi,
Çünkü asıldan biz yoğuz, mülk ve hunuman neyimiş?
Çalap yolladı buraya, şu dünyayı görün diye,
Bu dünya kalıcı değil, mülke Süleyman neyimiş?
Sorun Taptuklu Yunus’a; bu dünyadan ne anladı?
Bu dünyanın kararı yok, sen neyimiş, ben neyimiş?
Yunus Emre
45-) BİLİR MİSİNİZ YARENLER
Bilir misiniz yarenler, gerçek erenler nerdedir,
Nerde baksam orda hazır, nerde istesem ordadır.
Kim ki dostu sevdi ise, hanumanı terk eylesin,
Değmeler dostu sevemez dostun sevgisi candadır.
Aşksızlara benim sözüm, benzer kaya yankısına,
Bir zerre aşkı olmayan belli bilin yabandadır.
Yalancılık eylemeyin, aşka yalandır demeyin,
Burda yalan söyleyenin orda yeri zindandadır.
Ey kendözünü bilmeyen, söz manasın anlamayan,
Hak varlığın ister isen ilim ile Kuran’dadır.
Allah benim dediğine vermiştir aşk varlığını,
Kime bir zerre aşk vere Çalap varlığı ondadır.
Niceler söyler Yunus’a; kocaldın sen aşkı bırak,
Bu aşk bize yeni değdi, henüz dahi turfandadır.
Yunus Emre
46-) BİLİRİM SENİ YALAN DÜNYASIN
Bilirim seni yalan dünyasın,
Evliyaları alan dünyasın.
Kaçan kurtulmaz senin elinden,
Demir kafesler kıran dünyasın.
Sevdiğim aldın beni ağlattın,
Dönüp yüzüme gülen dünyasın.
Süleyman tahtın sen viran kıldın,
Masumlar boynun büken dünyasın.
Kaç kez boşaldın, kaç defa doldun,
Ahir bizden de kalan dünyasın.
Felek değirmen çarh vurur döner,
Onun suyunu savan dünyasın.
Yunus hep sema edip çarh vurur,
Bizim çarhımız bozan dünyasın.
Yunus Emre
47-) BİLMEM NİDEYİM
Bilmem nideyim, aşkın elinden,
Nere gideyim, aşkın elinden.
Meskenim dağlar, gözyaşım çağlar,
Durmaz kan ağlar aşkın elinden.
Kaddim yay oldu, işim vay oldu,
Bağrım nay oldu, aşkın elinden.
Dinle zarımı, verdim serimi,
Kodum arımı aşkın elinden.
Varım vereyim, kadre ereyim,
Üryan olayım aşkın elinden.
Yunus’un sözü, kül olmuş özü,
Kan ağlar gözü aşkın elinden.
Yunus Emre
48-) BİN YIL EĞER VASFIN DEYEM
Bin yıl eğer vasfın deyem, bir zerresin tüketmeyem,
Bir katrede yüz bin deniz, bir noktasın şerh etmeyem.
Ne mesel bağlamam olur, ne hod gönül karar kılar,
Kim benzetir misli misal, haşa ki ben benzetmeyem.
Kim ede bir nakşı suret, nakşı suretten o azat,
Nice akıllar sende mat, nice özrü gözetmeyem.
Çün akıl fenaya vara, deli olan ne başara,
Delilere sensin çare, deli oldum ne etmeyem.
Öğret şimdi dil ne desin, şart odur seni söylesin,
Tevfik yari kılar ise, gayrı dile söyletmeyem.
Ne der isen sen de bana, koma beni benden yana,
Benim hacetim bu sana, bana beni istemeyem.
Çün padişah güçlü ola, pes kul fuzul işli ola,
Ben seninim bana ne gam, ger suç edem, ger etmeyem.
Çünkü girdim bu denize, ne kenar var ne cezire,
Dört yanımda dalga vura, teknem sağlam hiç batmayam.
Benim değil bu keleci, varlık senin, Yunus neci?
Çün dilime kadir sensin, sensiz lisan depretmeyem.
Yunus Emre
49-) BİR ACEP ONULMAZ DERDİM VAR İDİ
Bir acep onulmaz derdim var idi,
Derde derman buldum Elhamdülillah.
Vasil oldum Muhammed Mustafa`ya,
Ağlar iken güldüm, Elhamdülillah.
Açıldı sır babı seyhim yüzünden,
Can safalar sürdü tatlı sözünden.
Masiva tozunu gönül yüzünden,
Tevhit ile sürdüm, Elhamdülillah.
Bir şehre vardım ki adı denilmez,
Bir bahre daldım ki haddi bulunmaz.
Mürde dil olarak geri dönülmez,
Ölmezden ön öldüm, Elhamdülillah.
Hakk'ın dergahına tutmuşum elim,
Gördüğüm halleri serh eyler dilim.
Yokluk ummanına uğradı yolum,
Fena fillah oldum, Elhamdülillah.
Yunus Emrem kamil oldu imanın,
Hazreti Hakk'a vasıl oldu canın.
Lamekan şehridir senin mekanın,
Beka billah oldum, Elhamdülillah.
Yunus Emre
50-) BİR GÜN O HAZRETE KARŞI
Bir gün o hazrete karşı, varam ağlayı ağlayı,
Azraile hem canımı, verem ağlayı ağlayı.
Çün Azrail ala canım, geçe benim ömrüm günüm,
Kefen ola cümle donum, giyem ağlayı ağlayı.
Ben yürürüm yana yana, gözüm yaşı döne kana,
Bir gün şu karanlık sine, girem ağlayı ağlayı.
Mühür vuralar dilime, zincir vuralar koluma,
Amel defterim elime alam ağlayı ağlayı.
Aşık Yunus'un bu işi, yoluna fedadır başı,
İman et bize yoldaşı diyem ağlayı ağlayı.
Yunus Emre
51-) BİR GÜN SENİN DEFTERİNİ
Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir,
Kamu aklını başına dererler bir eyyam gelir.
Tevhide uydur sözünü, mevlaya döndür yüzünü,
Eynine kefen bezini sararlar bir eyyam gelir.
Azrail ala canını, unuttura her sanını,
Kara toprağa tenini kararlar bir eyyam gelir.
Tenha kabrinde kalacak, amellerin arz olacak,
Mahşer yerine yalıncak sürerler bir eyyam gelir.
Yunus der ki: Evvel baştan, ayırır seni kardaştan,
Ne ettin kurudan yaştan, sorarlar bir eyyam gelir.
Yunus Emre
52-) BİR İMARET GÖSTER BANA
Bir imaret göster bana, ki sonu viran olmaya,
Kazanı gör o malı ki, senden o geri kalmaya.
Döküle altının malın, ayrık ile ola halin,
Senden geri kalan malın sana bil fayda kılmaya.
O mal ki Halil'indir, hayırlara yelterler onu,
O mal ki Karun'undur ıssı hiç rahat bulamaya.
İsrafil surunu vura, dağlar yerinden ayrıla,
Bir karınca cevabını bin Süleyman veremeye.
Bu dünya hep ıssız kala, altını malı döküle,
Sebil olanları yite, asla fayda bulunmaya.
Hey Yunus Emre ölünce, var yürü doğru yolunca,
Dünyasını terk edenler yarın Hazret'te ölmeye.
Yunus Emre
53-) BİR KARARDA DURMAYALIM
Bir karardan durmayalım, gel dosta gidelim gönül,
Hasretinden yanmayalım, gel dosta gidelim gönül.
Gel gidelim can durmadan, suret terkini vurmadan,
Araya düşman girmeden, gel dosta gidelim gönül.
Gel gidelim kalma ırak, dost için kalalım yarag,
Şeyhin katındadır durak, gel dosta gidelim gönül.
Terk edelim ili şarı, dost için kılalım zarı,
Ele getirelim yari, gel dosta gidelim gönül.
Bu dünyaya kanmayalım, fanidir aldanmayalım,
Bir iken ayrılmayalım, gel dosta gidelim gönül.
Biz bu cihandan göçelim, o dost iline uçalım,
Arzu hevadan geçelim, gel dosta gidelim gönül.
Kılavuz ol gönül bana, gel gidelim yardan yana,
Canım kurbandır canana, gel dosta gidelim gönül.
Kara haberin almadan, can bedenden ayrılmadan,
Azrail bizi bulmadan, gel dosta gidelim gönül.
Bu dünya olmaz payidar, aç gözünü, canın uyar,
Gel ol bana yoldaş ve yar, gel dosta gidelim gönül.
Gerçek erene varalım, Hakk'ın haberin soralım,
Yunus Emre'yi alalım, gel dosta gidelim gönül.
Yunus Emre
54-) BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE
Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.
Erenler gelip geçtiler, dünyayı koyup göçtüler,
Havaya ağıp uçtular, bunlar hümadır kaz değil.
Can odur ki Hak'a ere, ayak odur yola gire,
Er odur alçakta dura, yüksekten bakan göz değil.
Münkir ile müddeiyi sayma buçuğa koyanı,
Git ahıra tak bunları her kim ki aşıkbaz değil.
Erden sana nazar ola, için dışın pür nur ola,
Beli kurtulmuştan ola, şu kişi ki gammaz değil.
Doğru yola gittin ise, er eteğin tuttun ise,
Bir hayır da ettin ise, birine bindir az değil.
Yunus bu sözleri çatar, sanki balı yağa katar,
Halka metaların satar, yükü gevherdir, tuz değil.
Yunus Emre
55-) BİR KİŞİDEN SORSAN HABER
Bir kişiden sorsan haber, ki manadan haberi var,
O kişiye ver gönlünü, canında aşk eseri var.
Şunun ki dışı hoş olur, bil onun içi boş olur,
Gece gündüz baykuş olur, sanma bütün duvarı var.
Bir devlengiç yuva yapar, yürür elden yavru kapar,
Uçan doğan yönden sapar, zira elde murdarı var.
Yoktur doğanla birliği, ya Hakk’a layık dirliği,
Şu kişiden um erliği, onun safa nazarı var.
Suret ile çoktur adem, değmesinde yoktur kadem,
Evvel ahir o piş kadem, Muhammed din serveri var.
Erenler yoludur meşe, meşe kolaydır kolmaşa,
Meşe olan yerde paşa, harami çok anteri var.
Şeyh ve danişment ve velî, cümlesi birdir er yolu,
Yunus'tur dervişler kulu, Taptuk gibi serveri var.
Yunus Emre
56-) BİR KORKU DÜŞTÜ CANIMA
Bir korku düştü canıma, acep n'ola benim halim?
Derman olmaz ise bana, acep n'ola benim halim?
Canım tenimden üzüle, gitmek yararı düzüle,
Bu suret nakşı bozula, acep n'ola benim halim?
Dünya donların soyucak, yuyucu tenim yuyucak,
İletip kabre koyucak, acep n'ola benim halim?
Eller gidip ben kalacak, mezarda yalnız olacak,
Münkerle Nekir gelecek, acep n'ola benim halim?
Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim,
Cevap vermez ise dilim, acep n'ola benim halim?
Mezardan duru gelecek, hak terazi kurulacak,
Amelimiz görülecek, acep n'ola benim halim?
Miskin Yunus söyler sözü, kan yaş ile dolu gözü.
Dergâhına tutar yüzü, acep n'ola benim halim?
Yunus Emre
57-) BİR SÖZ DİYEYİM SANA
Bir söz diyeyim sana, dinle canın var ise,
Hiç tamahlık eyleme, aklın sana yar ise.
Kötülük yapmayasın, lanet işitmiyesin,
Senden sonra söylenir iyiliğin var ise.
Kötülükten kem bitti, ya eylikten kim yitti,
Eylik Hakk'a yaraşır, sende ikrar var ise.
İkrar erin yaridir, varsa cennet yeridir,
Bahil cennet görmeye, yüz bin gözü var ise.
Manadan getirmişler, kardeşten yar yeğrektir,
Oğuldan daha tatlı, eğer doğru yar ise.
Yarin sana sadıksa, köle ol kapısında,
Çıkar ciğerin yedir, eğer çaren var ise.
Gördün yarin eğridir, neyin varsa ver kurtul,
Ululardan meseldir, işittiğin var ise.
Ekmek yiyip tuz basmak, o namertler işidir,
Ekmek onu komaya, tuzun hakkı var ise.
Çok söz hayvan yüküdür, az söz erin görküdür,
Bilene bir söz yeter, canda gevher var ise.
Yunus miskin delidir, hem sözünden bellidir,
Ayıplaman yarenler, eksikliği var ise.
Yunus Emre
58-) BİR ŞAHA KUL OLMAK GEREK
Bir şaha kul olmak gerek, hergiz mazul olmaz ola,
Bir eşik yaslanmak gerek, kimse elden almaz ola.
Bir kuş olup uçmak gerek, bir kenara geçmek gerek,
Bir şerbetten içmek gerek, içenler ayılmaz ola.
Çevik bahri olmak gerek, bir denize dalmak gerek,
Bir gevher çıkarmak gerek, sarraf onu bilmez ola.
Bir bahçeye girmek gerek, hoş teferrüç kılmak gerek,
Bir gülü koklamak gerek, asla o gül solmaz ola.
Kişi aşık olmak gerek, maşuğunu bulmak gerek,
Aşk oduna yanmak gerek, ayrık oda yanmaz ola.
Bir toyu toylamak gerek, bir soyu soylamak gerek,
Bir sözü söylemek gerek, kimse onu bilmez ola.
Kişi Hak'ı bilmek gerek, Hak haberin almak gerek,
Zinde iken ölmek gerek, varıp orda ölmez ola.
Miskîn Yûnus var tek otur, yüzünü Hazret'e götür,
Tapduklayın bir er getir hiç cihana gelmez ola.
Yunus Emre
59-) BİZ BİZİ BİLMEZ İDİK
Biz bizi bilmez idik, Hak kendinden eyledi,
Aşkare kıldı bizi, kendi pinhan eyledi.
Biz bile pinhan idik, sen ve ben gayrı idik,
Mutlak bigüman idik, hem bigüman eyledi.
Toprağı kadarladı sureti hat bağladı,
Durgurdu dört aleti adın insan eyledi.
Çün yarattı Adem’i, bile idik biz kamu,
Bu kamu has ve amı madenden has eyledi.
Aslı madende idik, kaygusuz gani idik,
O binişan cihanda şöyle revan eyledi.
Görgil Çalap fazlını, yıkmaz asi gönlünü,
Bin bin kerem lütufla o tercüman eyledi.
Kamu bir yere gider kimse nicesi yiter,
İki birdir bir yeter, gör bir neden eyledi.
Çün nefs oldu havale, dağıldık değme yola,
Tatlı oldu nevale o sen ve ben eyledi.
Ne sen ne ben ne filan, ne tutar ise yalan
Dünya çirkine kalan, işin güman eyledi.
Adem'den buna değin, ne eli var ne yeğin,
Giymek ile yemeği bir taneden eyledi.
Elest’te bile idik göz açtık beli dedik,
Yûnus ile gayrını kamu birden eyledi .
Yunus Emre
60-) BİZ DÜNYADAN GİDER OLDUK
Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,
Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun.
Ecel büke belimizi, söyletmeye dilimizi,
Hasta iken halimizi soranlara selam olsun.
Tenim ortaya açıla yakasız gömlek biçile,
Bizi bir arı vech ile yuyanlara selam olsun.
Azrail alır canımız, kurur damarda kanımız,
Yayılacak kefenimiz, saranlara selam olsun.
Gider olduk dostumuza, eremedik kasdımıza,
Namaz için üstümüze duranlara selam olsun.
Sözdür söylenir araya, kimse döymez bu yaraya,
İletip bizi mezara koyanlara selam olsun.
Aşık odur Hakk'ı seve, Hak derdine kıla deva,
Bizim için hayır dua, kılanlara selam olsun.
Dünyaya gelenler gider, asla gelmez yola gider,
Bizim halimizden haber soranlara selam olsun.
Aşık Yunus söyler sözü, kan yaş ile doldu gözü,
Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun.
Yunus Emre
61-) BİZ KİMSEYE KİN TUTMAYIZ
Biz kimseye kin tutmayız, eller dahi yardir bize,
Nerde ıssızlık var ise mahalle şehirdir bize.
Adımız miskindir bizim, düşmanımız kindir bizim,
Biz kimseye kin tutmayız bütün alem birdir bize.
Rehberimiz Kuran olur, vatan bize cennet olur,
Cehennemi Hak yandırır, o bile gülzardır bize.
Biz ahret gamın yiyecek, gece gündüz Hu diyecek,
Hak'dan yana yönelecek denizde yol vardır bize.
Dünya bir avrattır karı, yoldan koyar niceleri,
Sürün gitsin o ağyarı, onu sevmek ardır bize.
Dünya haramdır haslara, lakin helaldir hamlara,
Biz dünyayı dost tutmayız o dünya murdardır bize.
Yunus der ki: Allah deriz, Allah ile kapılmışız,
Dergahına yüz tutalım hemen bir ikrardır bize.
Yunus Emre
62-) BİNDE BİRİ BU HALKIN RAHMAN YOLUNA GİRMEZ
Binde biri bu halkın Rahman yoluna girmez,
Gel bir kişi göster ki şeytan yoluna girmez.
Uzattı bu halk işi, hem erkek ve hem dişi,
Müsülman olan kişi isyan yoluna girmez.
Hep gaflet ile gafil, gafleti n'ider akil,
Bin söylesen key cahil irfan yoluna girmez.
Gönül dolu zulmettir, işlediği bidatdır,
Bu nicesi ümmettir Kuran yoluna girmez.
Gel sen Yunus iste bul, Allah'a yarar bir kul,
Kul nasıl ola makbul sultan yoluna girmez.
Yunus Emre
63-) BİR SÖZ GELDİ DİLİME
Bir söz geldi dilime, deyem ölüm üstüne,
Gerek sünni müselman, gerek zalim üstüne.
Çün vade ere cana, çıka yukarı hana,
Kösülerler ayağım elim yenim üstüne.
Beni arı yuyalar meşhedime koyalar,
Kafirler esirgeye baka halim üstüne.
Vay ki n'ola halim, bilinmez ise ahvalim,
Yılan, çıyan, karınca, üşe dilim üstüne.
İltip sine koyalar, yine eve geleler,
Anca savaş kuralar, benim malım üstüne.
Ey Yunus nükte kılma sözler söylerim diye,
Nice bilirler vardır, el var elim üstüne.
Yunus Emre
64-) BU CİHANA GELMEDEN
Bu cihana gelmeden maşuk ile bir idim,
Kul huvallah sıfatlı nişansız bir nur idim.
O dem ki dirlik idi, Hakk ile birlik idi,
O payansız devirde ne Musa, ne Tur idim.
Bile idim hazrette, o kıyassız kudrette,
Ne şerikim var idi, ne kimseyle yar idim.
Yer gök yaratılmadan, kalu bela denmeden,
Levh kalem çalınmadan Mirac’ta kadir idim.
Nice kez geldim gittim, tellim suret yarattım,
Bu şimdiki devrede Yunus'a aldar idim.
Yunus Emre
65-) BU CÜMLE ERKANI KOYUP
Bu cümle erkanı koyup, birlik yolun tutan benim,
Hırs ve tamah bende ırak, hem ardıma atan benim.
Bakan benim, gören benim, alan benim, veren benim,
Ne Cebrail, ne Mikail, İsrafil'i kılan benim.
Yedinci kat yerlerde ben, sekizinci kat göklerde ben,
Bu söylenen dillerde ben, hükmü tamam kılan benim.
Emirle bulut oynatan, yerde bereket kaynatan,
Elimde kudret şiniği, halka rızkın veren benim.
Bir karara tuttum karar, benim sırrıma kim erer,
Cahil beni nerde görür, gönüllere giren benim.
Çağram himmet leşkerine, dirile dost eşiğine,
Arş önünde aklım ile hizmet kılıp duran benim.
Gök yüzünde ferişteler, Yunus ne kasd eder bunlar,
Tek durmazsa ferişteler Arş'a çomak vuran benim.
Deli oldum idi Yunus, aşk oldu bana kılavuz,
Hazret'e değin yalınız yüzü sürü veren benim.
Yunus Emre
66-) BU DEM YÜZÜM SÜRE DURAM
Bu dem yüzüm süre duram, her dem ayım yeni doğar,
Her dem bayram olur bana, yazım kışım yenibahar.
Bulutlar gölge edemez benim ayım ışığına,
Hem gedilmez doluluğu, nuru gökten yere doğar.
Onun nuru karanlığı sürer gönül hücresinden,
O karanlık ile o nur bir hücreye nasıl sığar?
Evvel ay nice doğduysa ayrık dolanmadı asla,
Eksilmedi ömrü onun her kime kim kıldı nazar.
Ben ayımı yerde gördüm, ne isterim gökyüzünde,
Benüm yüzüm yerde gerek, bana rahmet yerden yağar.
Sözüm ay gün için değil, sevenlere bir söz yeter,
Sevdiğim söylemez isem, sevmek derdi beni boğar.
Onun vasfın söyler isem halk maşuğu öğer sanır,
Hacet değil öğmek onu, kendi nurun kendi öğer.
N'ola Yunus sevdi ise, çoktur seni seviciler,
Sevenleri gördü idi, onun için boyun eğer.
Yunus Emre
67-) BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ
Bu dünya kimseye kalmaz,
Anadur ölümün zinhar.
Kaçan kimse gider gelmez,
Anadur ölümün zinhar.
Gelen geçer, konan göçer,
Nasip oldukça yer içer.
Ecel ömre kefen biçer,
Anadur ölümün zinhar.
Üstüne çün çöker dağlar,
Ecel gelir dilin bağlar.
Kalır bu bahçeler bağlar,
Anadur ölümün zinhar.
Kefen donun olur yatak,
Biter üstünde hem yaprak.
Gözlerine dolar toprak,
Anadur ölümün zinhar
Nice cem ettin ise mal,
Alır varislerin filhal.
Sinde sen çekersin vebal,
Anadur ölümün zinhar
Sen onu sanma malındır,
Haram ise vebalindir.
Helal ise sualindir,
Anadur ölümün zinhar.
Kalır ayrıklara malın,
Seninle gider amelin,
Erişmez bir pula elin,
Anadur ölümün zinhar.
Geri gelmez varan onda,
Kalır o karanlık sinde.
Sevap işleye gör bunda,
Anadur ölümün zinhar.
Günahkarsın günahın çok,
Günah için bir ahın yok.
Varacak gayrı rahın yok,
Anadur ölümün zinhar.
Yunus tak boynuna bendi,
Sonra halka ver bu pendi.
Cihandan kes bu payvendi,
Anadur ölümün zinhar.
Yunus Emre
68-) BU DÜNYANIN MİSALİ
Bu dünyanın misali benzer bir değirmene,
Gaflet onun sepeti bu halk öğünen tane.
Değirmene varırsın değirmenci sorarsın,
Azrail derler imiş o unu öğütene.
Oluk su Hak varlıgı evliyadır çark igi,
Çarkı çarka benzetmiş aferin benzetene.
Ondan o çarkın yeri, o çakıldak ipleri,
Endişendir bulaşık kaygılı perişana.
Gece gündüz öğütür, çakıldak döğer onu,
O gün durur gün bu gün geçti ömür ziyana.
Bu yer altın taş gibi deprenmez kaim durur,
Bu gök üstün taş gibi gerek ki her dem döne.
Bir niceler durmuşlar dün gün nöbet beklerler,
Bir niceler göymezler ün ederler rindane.
Toza bulaşmış yatar yaşı yitmiş kocalar,
Nöbet erse yönelir hem pire hem civana.
O değirmenin tucu, hep o götürür gücü,
İşbu dünya son ucu fena oluyor fena.
O sepet tekneciği sonu ölüm döşektir,
Tane tamam olacak gerek unun dökene.
Unluk sinindir senin, sakın gûr azabından,
Mustafa böyle dedi inanırsan Kuran'a.
Nice bu temsîlleri söyleyesin yürüyüp,
Yûnus sen say edegör derdin için dermana.
Yunus Emre
69-) BU DÜNYAYA GELEN KİŞİ
Bu dünyaya gelen kişi, ahir yine gitse gerek,
Misafirdir vatanına, bir gün sefer etse gerek.
Vade kıldık o dost ile biz bu cihana gelmeden,
Nere kadar eğleniriz, o vademiz yetse gerek.
Biz de varırız o ile, nasıl ki vademiz gele,
Kişi varacağı yere, gönlünü berkitse gerek.
Gönül nice berkitmeye dost iline giden yola,
Aşık kişiler canını bu yola harc etse gerek.
Can niye ulaşır ise, akıl da ona harc olur,
Gönül neyi sever ise, dil onu şerh etse gerek.
Acep midir aşık kişi, maşuğunu zikrederse,
Aşk başından aşacağız gönlünü zar etse gerek.
Yunus şimdi sever isen, ondan haber ver sen bize,
Aşığın odur nişanı, maşuğun söylese gerek.
Yunus Emre
70-) BU DÜNYAYA GÖNÜL VEREN
Bu dünyaya gönül veren, sonunda pişman olacak,
Dünya benim dedikleri, hep ona düşman olacak.
Ey dostunu düşman tutan, gaybet yalan söz söyleme,
Burda gammazlık yapanın, orda yeri dar olacak.
Çünkü olursa yeri dar, genişler sevabı kadar,
Müminlere geldi haber, aşıklar didar görecek.
Maksudumuz didar idi, şeyhimiz gerçek er idi,
Evvel dahi o var idi, ahir dahi var olacak.
Odur ahir odur ebed, hem dillerde Küfven ahad,
Evliya geçti dünyadan, bir saat kime kalacak.
Alın evliyanın elin, doğru varın Hakk'ın yolun,
Mana budur belli bilin, bildim diyen bilmeyecek.
Yunus şimdi bildim deme, miskinliği elden koma,
Kimde miskinlik var ise Hak didarın o görecek.
Yunus Emre
71-) BU NE DERTTİR ACEP
Bu ne derttir acep, derman belirmez,
Ya bu ne yaradır zahmi belirmez.
Benim gönlüm acep aşktan usanmaz,
Varır aşka düşer hiç bana tanmaz.
Döner gönlüm bana öğüt verir hoş,
Aşık olan gönül aşktan usanmaz.
Aşık ki cana kaldı aşık olmaz,
Canın terk etmeyen maşuğu bulmaz.
Aşk pazarıdır bu canlar satılır,
Satarım canımı hiç kimse almaz.
Aşık bir kişidir bu dünya malın,
Ahiret korkusun bir çöpe saymaz.
Bu dünyadan ahireten içeri,
Aşkın bir yeri var kimseler bilmez.
Aşık öldü diye sala verirler,
Ölen hayvan olur aşıklar ölmez.
Aşıklar meydanı Arş’dan yücedir,
Çalarlar çevganı topu belirmez.
Beğim arif isen yürü yolunca,
Burda başlar yiter kanlar sorulmaz.
Erenler kapısı Hazret kapısı,
Bu kapıya gelen mahrum gönülmez.
Yunus bu deryaya gark oldu gitti,
Geri gelmekliğe aklı dirilmez.
Yunus Emre
72-) BU NE GÜLECEK YERDİR
Bu ne gülecek yerdir, ağlasana key katı,
Azrail seni kovar katı can alameti.
Sanma kalasın burda, gensiz varasın orda,
Onca yatasın sinde görünce kıyameti.
Maldan, mülkten ayrılıp sine varasın durup,
Münker ve Nekir gelip sual iderler katı.
İki ferişteh ine, gele karşına kona,
Günahlarını yaza, sala boynuna biti.
Günahların tartalar, Sırat’a ileteler,
Zebanîler tutalar, figanlar ola katı.
İsrafîl surun vura, halayık turu gele,
Baş açık yalın ayak ıssılar ola katı.
Ata oğuldan beze, bakmaya ana kıza,
Şu gün gelirse bize, unutma arasatı.
Yunus günahın çoktur, sen ağlar isen haktır,
Yarın sana gerektir Muhammed şefaati.
Yunus Emre
73-) BU ÖMRÜM YOK YERE
Bu ömrüm yok yere harc etmişim ben,
Canımı gör ne oda atmışım ben.
Kimesne kimseye etmemiş ola,
Onu ki kendime ben etmişim ben.
Amelim rahtını dürdüm götürdüm,
Kamu assım ziyana satmışım ben.
Cihanda bir sınık saksıdan ötrü,
Günahım yabana ben atmışım ben.
Amelim ne ki varsa hep riyadır,
Acep ne ihlası unutmuşum ben.
Geceye eresini kimse bilmez,
Emelin başını uzatmışım ben.
Dükeli ömrümü harcına sürdüm,
Ziyandan bellidir, ne ütmüşüm ben?
Ağıya bal diye parmak uzattım,
Aşıma zehri katil katmışım ben.
Biçare Yunus'un çoktur günahı,
Onun dergahına yüz tutmuşum ben.
Yunus Emre
74-) BU SEMAHA GİRMEYEN
Bu semaha girmeyen sonuna pişman olur,
Erişir bizim ile serteser düşman olur.
Dosttur bizi okuyan, üstümüze şakıyan,
Şimd’üç buçuk okuyan derin danışman olur.
Danışmanın cahili onamaz dervişleri,
Derviş ile danışman yavlak arışgan olur.
Bir nicenin gönlüne şeytanlar dolup durur,
Erenler semahına bunlar gülüşgen olur.
Danışman oldu geldi, okuduğunda buldu,
Ehli derd dervişlere canı karışgan olur.
Hey biçare danışman, söyle dervîş dervişan,
Dervişlere erişen işine pişman olur.
Yunus der ki: Mevlana, epsem otur yerinde,
Bu sohbete döymeyen sonra savaşgan olur.
Yunus Emre
75-) BU VÜCUDUM ŞEHRİNE BİR DEM GİRESİM GELİR
Bu vücudum şehrine, bir dem giresim gelir,
İçindeki sultanın yüzün göresim gelir.
İşitirim sözünü, göremezim yüzünü,
Yüzünü görmekliğe canım veresim gelir.
Maşuka halvetinin yedi kapısı vardır,
O kapıdan içeri seyran edesim gelir.
Her kapıda bir kişi, yüz bin çerisi vardır,
Aşk kılıcın kuşanıp, cümle kırasım gelir.
Erenlerin sohbeti arttırır marifeti,
Bidertleri sohbetten, her dem süresim gelir.
Leyla ve Mecnun benim, Şeydayi Rahman benim,
Leyla yüzün görmeğe Mecnun olasım gelir.
Dost oldu bize mihman, bunca yıl bunca zaman,
Gerçek İsmail gibi kurban olasım gelir.
Erenlerin nazarı toprağı gevher eyler,
Erenler kademinde, toprak olasım gelir.
Yarimden elçi gelir canımdan ulak diler,
Merkep sırtından inip, yayan varasım gelir.
Miskin Yunus'un nefsi, dört tabiat içinde,
Aşk ile can sırrına, pinhan varasım gelir.
Yunus Emre
76-) BU YOKLUK YOLUNA
Bu yokluk yoluna bugün bize yoldaş olan kimdir?
İlimize günülelim sorun kardaş olan kimdir?
Ne kaldık işbu iklimde, ağır yüklerin altında,
Bu yükleri, bu yapları, döküp haldaş olam kimdir?
Seni buraya verdi, teferrüc eylesin dedi,
Sen ev yaparsın ey hoca, evi taraş olan kimdir?
Bu ferşi gördük aldandık, henüz arşa eremedik,
Bu arşa ferşe ey hoca, bak gör ferraş olan kimdir?
Geliniz gidelim gelin, ki Yûnus geçti gönüldü,
Ayaklara düşer Yunus, bu yola baş olan kimdir?
Yunus Emre
77-) BUGÜN SOHBET BİZİM OLDU
Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin,
İçirdi aşk bize şehdin, nuş eyleyip yudan gelsin.
Kanaat hırkası içre selamet başını çektim,
Melamet göynegin biçtim, arif olup giyen gelsin.
Bu aşk meydanı içinde, çağırdım bir avaz ettim,
Müezzinlik bizim oldu, imam oldum uyan gelsin.
Bu ummanda delim türlü güher vardır ele girmez,
Bahasız inci bulunmaz, cana başa kıyan gelsin.
Suret nakşın gidermekle, gönül mükü temiz olmaz,
Akar rahmet suyu çağlar, gönül kirin yuyan gelsin.
Ey dostlar işidin sözüm, dün etmişim bu gündüzüm,
Ben yavu kıldım kendözüm, bu Hak yola giren gelsin.
Yunus miskin onu görmüş, eline hem divan almış,
Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin.
Yunus Emre
78-) BUNCA GÖNÜLLER ALAN CİHANA SULTAN MISIN?
Bunca gönüller alan cihana sultan mısın?
Hükmün canlar içinde can içinde can mısın?
Nazarın bin can alır, derdin yürekte kalır,
Gören kendinden varır, aşıka kıyan mısın?
Uçan kuşlar uçunur, seni yel görse durur,
Devler hükmüne girer, Belkis Süleyman mısın?
Yüzünden gün tutulur, ay doğmaya utanır,
Gören heybete kalır, Yusuf-ı Kenan mısın?
Ölü görse dirilir, kalıbına can gelir,
Topraktan avaz gelir, İsa bin Meryem misin?
Aşkın dine şur eyler, arslana zencir eyler,
Katı taşı mum eyler, Ferhad-ı zaman mısın?
Aşkın Hakk’a irgörür, can gözü didar görür,
Görenler baş indirir, İbrahim Ethem misin?
Yüzün didar nurudur, saçın Mirac dünüdür,
Gören canın unutur, Fahri Alem sen misin?
Yunus sevdiğin gözle, Hak yolunu key izle,
Razın gönülde gizle, sen söze beyan mısın?
Yunus Emre
BUNDAN BERİ GÖNÜLDÜM
Bundan beri gönüldüm, dost ile bile geldim,
Ben bu aleme çıktım, bir acep hale geldim.
O dost açtı gözümü, gösterdi kendözümü,
Gönüldeki razımı, söyledim dile geldim.
Gör ne yuvadan uçtum, bu halka sırrım açtım,
Aşk tuzağına düştüm, tutuldum ele geldim.
Tuzağa düşen gülmez, aşıklar rahat olmaz,
Söylerim dilim bilmez, bir acep ile geldim.
Buraya geldim bu dem, geri ilime gidem,
Sanma ki burda beni, altına mala geldim.
Değilim kilükalden, ya yetmiş iki dilden,
Halim ahvalim nedir, bu mülke sora geldim.
Ne haldeyim ne bilem, tuzaktayım ne gülem,
Bir garibçe bülbülem, ötmeye güle geldim.
Gül Muhammed teridir, bülbül onun yeridir,
O gül ile ezeli cihana bile geldim.
Mescidde medresede çok ibadet eyledim,
Aşk oduna yanarak, ondan hasıla geldim.
Kudret suret yapmadan, feriştehler tapmadan,
Alem halkı dönmeden, ileri yola geldim.
Yine Yunus’a sordum, der ki Hak nurun gördüm,
İlkyaz güneşi gibi ışıyıp doğa geldim.
Yunus Emre
BURAYA GARİP GELDİM
Buraya garip geldim, ben bu ilden bezerim,
Bir tutsaklık tuzağın demi geldi üzerim.
Ben bu aşk kitabını okudum tahsil ettim,
Hacet değildir bana, aka kara yazarım.
Dört kitabın manası tamamdır bir elif'te,
Ba dedirtmen siz bana, ba deyince azarım.
Bir elif tahsil eden münezzehtir alemden,
Endişe ikliminde niçin durup gezerim.
Yetmiş iki millete suçum budur hak dedim,
Korku hiyanetedir, ya ben niçin kızarım.
Bir çeşmeden akan su acı tatlı olmaya,
Edeptir bize yermek, bir lüleden sızarım.
Şeriat oğlanları nice yol söyler bana,
Hakikat deryasında bahri oldum yüzerim.
Çünkü buraya geldim, ben onu burda buldum,
Mansur'um dara geldim, kül olarak tozarım.
Karanlık dünler olsa, yollar hiç anlanmasa,
Kulavuzum er olsa, ben ne için azarım.
Dost bana gelsin demiş, benim kaydımı yemiş,
İşbu yüzüm karasın teberrükler düzerim.
Varayım dost Hazret'e, el kavşurup hızmete,
Benden amel sorarsa bu amelden bezerim.
Yunus, bu kuş dilidir, bunu Süleyman bilir,
Gerçek eren bu yolda ne dediğin sezerim.
Yunus Emre
BÜLBÜL HASTA GÜL YÜZÜNE
Bülbül hasta gül yüzüne, gördü arasat eyledi,
Erdi aşık maşuğuna şükür beşaret eyledi.
Gaflet ile yatar idim, şah nazar eyledi bana,
Dedi ki uykudan uyan, geldi işaret eyledi.
Hayli zamandı vadeye salmış idi zayıfını,
Gördü gönül şikestesin kaptı imaret eyledi.
Ben garibin hatırını sormağa geldi şu sanem,
Düzdü gönül kırığını hatır ziyaret eyledi.
Gör bu dervişi Yunus'u tercümanı lisan okur,
Der ki bu aşk ile beni Tanrı delalet eyledi.
Yunus Emre

YUNUS EMRE C-Ç HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER

YUNUS EMRE C-Ç HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
İÇİNDEKİLER
79-) CAN BİR ULU KİMSEDİR
80-) CAN OLGIL CAN İÇİNDE
81-) CAN VE GÖNÜLDEN SEVERSEN
82-) CANIM BEN ONDAN BUNA EZELİ AŞIK GELDİM
83-) CANIM KURBAN OLSUN SENİN YOLUNA
84-) CANLAR CANINI BULDUM
85-) CANLAR FEDA YOLUNA
86-) CÜMLE ALEM TERKİN VURUP
87-) ÇALABIMIN O AŞKI BAĞRIMI BAŞ EYLEDİ
88-) ÇALAP ADEM CİSMİNİ TOPRAKTAN VAR EYLEDİ
89-) ÇALAP NURDAN YARATMIŞ
90-) ÇARKIFELEK YOK İDİ
91-) ÇIKTIM ERİK DALINA
79-) CAN BİR ULU KİMSEDİR
Can bir ulu kimsedir, ten onun aletidir,
Her ne lokma yer isen, bedenin kuvvetidir.
Ne denli yer isen çok, o denli yürü sen tok,
Cana hiç assı yok, hep suret maslahatıdır.
Bu can nimeti kanı, gelin bulalım onu,
Asayiş kılan canı, evliya sohbetidir.
Sohbet canı semirtir, hem aşığın ömrüdür,
Hakk Çalab’ın emriyle erenin himmetidir.
Erenin yüzü suyu, himmeti Arş’tan ulu,
Kimi görsen bu hulu eren inayetidir.
İnayet onun işi, anlamaz değme bir kişi,
Bil ki bu hüma kuşu, aşıklar devletidir.
Yunus’un yanar içi, kamudan gönlü kiçi.
Soya sayılmamak suçu, erenin himmetidir.
Yunus Emre
80-) CAN OLGIL CAN İÇİNDE
Can olgil can içinde, kalma güman içinde,
İstediğin bulasın yakın zaman içinde.
Rükü sücuda kalma, ameline dayanma,
İlmi amel gark olur naz ve niyaz içinde.
İkiliği terkedip, birlik makamın tutup,
Canlar canın bulasın işbu dirlik içinde.
Oruç, namaz, zekat, hac, suç ve cinayet olur,
Fakir bundan azattır hassı havas içinde.
Şeriat korucudur hakikat ordusunda,
Senin için korunur hasıl ordu içinde.
Canlar canın bulasın, sen dahi can olasın,
Aşk ile teferrücün ola didar içinde.
Aynel yakin görüyor, Yunus mecnun oluyor,
Bir ile bir oluyor Hakkal yakin içinde.
Yunus Emre
81-) CAN VE GÖNÜLDEN SEVERSEN
Can ve gönülden seversen yalvar kul Allah'a yalvar,
Amaca ermek istersen, yalvar kul Allah'a yalvar.
Yalvar a kardeş yalvara, varmayasın yüzü kara,
Ümmet isen Peygambere, yalvar kul Allah'a yalvar.
Geceler uykudan uyan, gizli sırlar olsun ayan,
Mahrum olmaz Allah diyen, yalvar kul Allah'a yalvar.
Tanı sen kendini tanı, neden yarattı Hak seni?
Ne olacağın anarak, yalvar kul Allah'a yalvar.
Yunus nuş eyle belayı, yürü maksudun dileği,
Hem inleyi, hem ağlayı, yalvar kul Allah'a yalvar.
Yunus Emre
82-) CANIM BEN ONDAN BUNA EZELİ AŞIK GELDİM
Canım ben ondan buna ezeli aşık geldim,
Aşkı kılavuz tuttum, aşka ulaşıp geldim.
Değilim kılükalde, ya yetmiş iki dilde,
Yad yok bana bu ilde, onda bilişip geldim.
Geçtim hodbin elinden, el çektim dükelinden,
O ikilik babından, birliğe bitip geldim.
Dört kişidir yoldaşım, vefadarım razdaşım,
Üç ile hoştur başım, birine buşup geldim.
O dördün birisi can, biri din, biri iman,
Biri nefsimdir düşman, onda savaşıp geldim.
Bir kılı kırk yardılar, birin yol gösterdiler,
Bu mülke gönderdiler, o yola düşüp geldim.
Aşk şerbetinden içtim, on iki ırmak geçtim,
Denizler bendin deştim, ummandan taşıp geldim.
Ben ondan geldim buna, yine varırım ona,
Ben ona varasımı, onda tanışıp geldim.
Azrail ne kişidir, kasdedesi canıma,
Ben emanet ıssıla, anda bitrişip geldim.
Aradım çıkdım bir uca eğlendim teferrüce,
Eren soyun soylayıp o soya düşüp geldim.
Yûnus Emre'ye ne gam, aşık melamet bednam,
Küfrüm imana şu dem, onda değişip geldim.
Yunus Emre
83-) CANIM KURBAN OLSUN SENİN YOLUNA
Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Şefaat eyle bu kemter kuluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Mumin olanların çoktur cefası,
Ahirette olur zevk ü sefası.
Onsekiz bin alemin Mustafa'sı,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Yedi kat gökleri seyran eyleyen,
Kürsünün üstünde cevlan eyleyen,
Mi'racda ümmetin Hak’dan dileyen,
Adı güzel kendi güzel Muhammed.
O çariyar onun gökler yaridir,
Onu seven günahlardan beridir.
On sekiz bin alemin serveridir,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Yunus n'eyler iki cihanı sensiz,
Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümansız.
Sana uymayanlar gider imansız,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Yunus Emre
84-) CANLAR CANINI BULDUM
Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun,
Assı ziyandan geçtim, dükkanım yağma olsun.
Ben benliğimden geçtim, gözüm hicabın açtım,
Dost vaslına ulaştım, gümanım yağma olsun.
Benden benliğim gitti, hep mülkümü dost yuttu,
Lamekan kavmi oldum, mekanım yağma olsun.
İkilikten usandım, aşk donunu donandım,
Derdin hanına kandım, dermanım yağma olsun.
Varlık çün sefer kıldı, ondan dost bize geldi,
Viran gönül nur doldu, cihanım yağma olsun.
Geçtim bitmez sağınçtan, usandım yazdan, kıştan,
Bostanlar başın buldum, bostanım yağma olsun.
Taalluktan üzüştüm, o dosttan yana uçtum,
Aşk divanına düştüm, divanım yağma olsun.
Yunus ne hoş demişsin, balla şeker yemişsin,
Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun.
Yunus Emre
85-) CANLAR FEDA YOLUNA
Canlar feda yoluna, bu can kaygısı değil,
Sen canı gerek bana, cihan kaygısı değil.
Canlar içinde canım sensin genci pinhanım,
Çün ayan gördüm seni pinhan kaygısı degil.
Canlar içinde cansın, sen bir abıhayatsın,
Bize din ve imansın, iman kaygısı değil.
Yudum yaramı sildim, yaram kimdendir bildim,
Bendeki yar kaygısı, yaram kaygısı değil.
Aşkın beni faş etti, saklayam derdim veli,
Çün seni ayan gördüm, pinhan kaygısı değil.
Derman ola mı bana, derdim benim kim ona,
Dertli varayım sana, derman kaygısı değil.
Gelin aşık olalım, aşka cevlan kılalım,
Esrik olup yatmışım, cevlan kaygısı değil.
Aşkın oku temreni dokunur yüreğime,
Aşk için ben öleyim, temren kaygısı değil.
Can ve gönülü n'ettim, aşkın oduna attım,
Sıdkı dahi unuttum, güman kaygısı değil.
Aşkın burcundan uçtum, cevlan vurarak geçtim,
Ben dost ile buluştum, cevlan kaygısı değil.
Ben ummana dalmışım, orda sedef bulmuşum,
Gevher olup gelmişim, umman kaygısı değil.
Durduğum yer Tûr ola, baktığım didar ola,
Ne hacet Musa bana, sen ben kaygısı değil.
Yunus'u ögütlerler, kalk kervan göçtü derler,
Ben menzile eriştim, kervan kaygısı değil.
Yunus Emre
86-) CÜMLE ALEM TERKİN VURUP
Cümle alem terkin vurup, dost ben terkin vuramazım,
Ondan ayrı buçuk saat ben onsuzun duramazım.
Ondan ayrı dirliğim dirlik durur değil benim,
Kadim odur görür beni, ben ölüyüm göremezim.
Huri gelip ey der ise, gönül bana vergi diye,
Dosttan artık kimseneye ben gönlümü veremezim.
Dost diye geçti bu ömrüm, başarmadım dost kulluğun,
Koyam başara o beni, ben hiç iş başaramazım.
Bir kezden o oldum ahi, benden umut yoktur bana,
Ben o isem pes o hani, ben bu sırra eremezim.
Dostlar öğüt verir bana, git var onun yakınından,
Daha yakın varam meğer ordan ayrık varamazım.
Değmeler ey der Yunus'a, katlan bugün yarın diye,
Cehd edeyim bugünümü yarına irgöremezim.
Yunus Emre
Ç HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
87-) ÇALABIMIN O AŞKI BAĞRIMI BAŞ EYLEDİ
Çalab’ımın o aşkı bağrımı baş eyledi,
Aldı benim gönlümü sırrımı faş eyledi.
Hergiz gitmez gözümden, hiç eksilmez dilimden,
Çalap kendi nurunu gözüme tuş eyledi.
Can gözü onu gördü, dil ondan haber verdi,
Can içinde oturdu, gönlümü Arş eyledi.
Bir kadeh sundu cana, can içti kana kana,
Dolu geldi peymâne, canım sarhoş eyledi.
Esrik oldu canımız, dür döker lisanımız,
O Çalabı’mın aşkı beni derviş eyledi.
Canda yanar çerağı, gönüllerde durağı,
Gönül dahi can dahi aşk ile cüş eyledi.
Ben nice dervîş olam ya Hakk'a kulum diyem,
Yüz bin benim gibiyi aşk hırka pûş eyledi.
Yunus şimdi avunur, dostu görüp sevinir,
Erenler manfilinde aşka cümbüş eyledi.
Yunus Emre
88-) ÇALAP ADEM CİSMİNİ TOPRAKTAN VAR EYLEDİ
Çalap Adem cismini topraktan var eyledi,
Şeytan geldi Adem'e tapmağa ar eyledi.
Dedi ben oddan nurdan, o bir avuç topraktan,
Bilmedi ki kim Adem için gevher eyledi.
Zahir gördü Adem’in batınına bakmadı,
Bilmedi kim Adem'i halkı sever eyledi.
Kırk yıl kalıbı yattı, adı alemi tuttu,
Gör şeytan buğzundan ne fitneler eyledi.
Adem toprak yatmıştı, at alemi tutmuştu,
Fikrine bak İblis’in yani hüner eyledi.
O yürüyen atları sürdü Adem üstüne,
Adem'in mekr irgürüp yani zafer eyledi.
Adem’in göbeğinden Çalap yarattı onu,
Vaff deyip dura geldi onlar güzar eyledi.
Çün gitti Adem ahdi yetti Musa'nın vakti,
İblîs'e işbu işler yavlak eser eyledi.
Musa gönüldü Tûr'a Hak'la münacat kıla,
Gördü ki bir su akar Musa nazar eyledi.
Musa dedi göreyim, bu su ne yerden gelir,
Ger böyle akar ise zır ve zeber eyledi.
İleri vardı Musa, lain oturmuş ağlar,
Gözünün yaşı imiş, o su pınar eyledi.
Musa dedi laine, ağladığın nedendir,
Nideyim ağlamadan der işim zar eyledi.
Mukarrebdim Musa, ben o Hakk’ın dergahında,
Götürdü vurdu yere işimi şer eyledi.
Sen bilmez misin Musa ben neden ayrıldığım,
Şunlar öğüme düştü beni humar eyledi.
Çalap’tan erdi nida hani emanet dedi,
O nidaya canını Musa nisar eyledi.
Var değil mi ya Musa rahmet eylesin bana,
Tövbe kılıp işine hoş istigfar eyledi.
Musa erdi hacete, Hakk ile münacata,
Unuttu emaneti söz muhtasar eyledi.
Musa geldi laine dedi Hakk’ın buyruğun,
Secdeyi işitince döndü inkar eyledi.
Ben ondan umar idim derdime derman kıla,
Çok artırdı derdimi yani timar eyledi.
Ben eğer tapsam ona, o vaktin tapar idim,
Şimdi hod toprak olup zır ü zeber eyledi.
Adem İblis kim ola, işi işleten Çalap,
Ayı günü yaratıp gece gündüz eyledi.
Mana nedir İblis'ten, cahilik kamu bizden,
Ne duydun işbu sözden, sırrı esrar eyledi.
Çalap ey der şu kula, inayet benden ola,
Ne Şeytan azdırırsar, ne kimse kar eyledi.
Altı bin yedi yüz yıldan geçen Adem'i,
Dile getirdi Yunus, sözü tekrar eyledi.
Yunus Emre
89-) ÇALAP NURDAN YARATMIŞ
Çalap nurdan yaratmış Canını Muhmmed’in,
Aleme rahmet saçmış adını Muhammed’in.
Dostum demiş yaratmış hem onun kaydın yemiş,
Ümmetten yana komuş yönünü Muhammed’in.
Muhammed bir denizdir alemi tutup durur,
Yetmiş bindir peygamber gölünde Muhammed’in.
Dünya malın tutmamış hiç emanet artmamış,
Terzi biçip dikmemiş donunu Muhammed’in.
Tanrı arslanı Ali sağında Muhammed’in,
Hasan ile Hüseyin solunda Muhammed’in.
Yılda yetmiş bin hacı her biri niyet eder,
Varır ziyaret eder nurunu Muhammed’in.
Yunus Emre’m aşıktır, eksiklidir, miskindir,
Her kim yemez mahrumdur honını Muhammed’in.
Yunus Emre
90-) ÇARKIFELEK YOK İDİ
Çarkıfelek yok idi, canlarımız var iken,
Biz o vaktin dost idik, Azrail ağyar iken.
Nice yıllar biz onda cem idik can kanında,
Hakikat aleminde marifet söyler iken.
Çalap aşkı candaydı bu bilişik ondaydı,
Adem Havva nerdeydi biz onunla yar iken.
Dün geldi safi Adem dünyaya bastı kadem,
İblis aldattı o dem, Cennet'te gezer iken.
O vakit biz uçardık, cevlan vurup göçerdik,
Nurdan şarap içerdik, Hak bizi toylar iken.
Canlar onda bilişti, o dem gönül alıştı,
Alem halkı karıştı, denizler kaynar iken.
Şükür bu deme geldik, dostları burda bulduk,
Tuz ekmek bile yedik, aşk demin oynar iken.
Ne oğul vardı, ne kız, vahid idik onda biz,
Komşu idik cümlemiz, nur dağın yaylar iken.
Ne gök var idi, ne yer ne zeber ve ne de zir,
Yunus dosttan haber ver aşk ile göyner iken.
Yunus Emre
91-) ÇIKTIM ERİK DALINA
Çıktım erik dalına, onda yedim üzümü,
Bostan başıma kakıp, der ne yersin kozumu?
Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım,
Nedir diye sorana, bandım verdim özünü.
İplik verdim çulhaya, sarıp yumak etmemiş,
Çok acele ısmarlar, gelsin alsın bezini.
Bir serçe kanadını kırk kağnıya yüklettim,
Çifti dahi çekmedi kaldı şöyle yazılı.
Bir sinek bir kartalı kaldırıp vurdu yere,
Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu.
Balık kavağa çıkmış, zift turşusun yemeğe,
Leylek sıpa doğurmuş, bak a şunun sözünü.
Kötürümle güreştim, elsiz ayağım aldı,
Güreşip basamadım, gövündürdü özümü.
Kafdağı'ndan bir taşı şöyle attılar bana,
Öğlelik yola düştü, bozayazdı yüzümü.
Gözsüze fısıldadım, sağır sözüm işitmiş,
Dilsiz çağırıp söyler dilimdeki sözümü.
Bir öküz boğazladım, kakladım sere kodum,
Öküz dile geldi der, boğazladın kazımı.
Uğruluk yaptım ona, iftira attı bana,
Bir çerçi geldi dedi, niye aldın gözgümü?
Bundan da kurtulmadım, n'ideyim bilemedim,
Çerçi suçlayıp sordu, n'ittin benim gözgümü?
Tosbağaya uğradım, gözsüz sepek yoldaşı,
Sordum sefer nereye, Kayseri'ye azami.
Yunus bir söz söylemiş, hiçbir söze benzemez,
Münafıklar elinden örter mana yüzünü.
Yunus Emre

YUNUS EMRE F-G HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER

YUNUS EMRE F HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
İÇİNDEKİLER
157-) FİRAKIN BAĞRIMI DAĞLAR
158-) GAFİL OLMA AÇ GÖZÜNÜ
159-) GAYRIDIR HER MİLLETTEN
160-) GEL EY DERVİŞLİK İSTEYEN
161-) GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM
162-) GELDİK İDİ DÜNYAYA
163-) GELİN BİR NAZAR EYLEN
164-) GELİN BU FAKTAN GEÇELİM
165-) GELİN BUGÜN YANALIM
166-) GELİN EY KARDEŞLER GELİN
167-) GELİN SORUN BU CANLARA
168-) GELMEYEN GELMEDİ
169-) GER RAZIMI SÖYLER İSEM
170-) GER ULUYA VARDIN İSE
171-) GER VUSLATA ERDİN İSE
172-) GERÇEK AŞIK OLANLARIN
173-) GERÇEK AŞIK OLDUN İSE
174-) GEREKMEZ BU DÜNYA BİZE
175-) GERİ DURUR YOKLUKTAN KAMULARIN BAYLIĞI
176-) GİDER İDİM BEN YOL SIRA
177-) GİRDİM AŞKIN DENİZİNE
178-) GİTTİ BU KIŞ ZULMETİ
179-) GÖKTE PEYGAMBER İLE
180-) GÖNLÜM DÜŞTÜ BİR SEVDAYA
181-) GÖNLÜMÜ MEKAN EYLEDİ
182-) GÖNÜL HAYRAN OLUPTUR AŞK ELİNDEN
183-) GÖNÜL NİCE DOLANA
184-) GÖNÜL USANMADIN SEN BU SEFERDEN
185-) GÖRENİN HALİ DÖNER
186-) GÖZÜM SENİ GÖRMEK İÇİN
157-) FİRAKIN BAĞRIMI DAĞLAR
Firakın bağrımı dağlar, ne bilsin kadrini sağlar,
Seni görmeyeli dostum, bu gözüm kanlı yaş ağlar.
Akar yaşım sele benzer, ömür geçer yele benzer,
Güler yüzün güle benzer, ne bilsin geçe bu çağlar.
Gülün bülbül olur yari, onun için kılar zarı,
Gülistandır onun yeri, makam olmaz ona bağlar.
Balı yağı n'ider bülbül, din ona karşı gülsün gül,
Aşık yükünü şöyle bil, ki çekmedi yüce dağlar.
Aşık aşkın yükün çeker, yücelerden yüce çıkar,
Görür dost yüzüne bakar, gönül maşuğuna bağlar.
Derviş Yunus hona geldi, teveccüh maşuka kaldı,
Gönülde sevdiğin buldu, onunla gönlünü bağlar.
Yunus Emre
G HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
158-) GAFİL OLMA AÇ GÖZÜNÜ
Gafil olma aç gözünü, haline bak öleni gör,
Kürelik etme dünyada, yazıkların dileni gör.
Nice yatıp da düşeni, yılan çıyan üşüşeni,
Kemikleri çürüyeni, mezarında yatanı gör.
Kimi ah edip kılar zarı, günahtır elinde varı,
Göçmüş yatar kara yeri, miskînleri güleni gör.
Sorma halin kimisine, varma Irahman'sızına,
Kimisine gövdesine ulaşıp yen yolanı gör.
Hanı Muhammed Mustafa, hüküm etti Kâf'dan Kâf'a,
Dünya kime kıldı vefa, aldanıp da kalanı gör
Aldanma mala davara, kulluk eyle Hakk'a yara,
Sevgi ile bile vara, baki yoldaş olanı gör.
Yunus bu sözleri çatar, halka marifetin satar,
Kendisi ne kadar tutar, söylediği yalanı gör.
Yunus Emre
159-) GAYRIDIR HER MİLLETTEN
Gayrıdır her milletten, bu bizim milletimiz,
Hiç dinde bulunmadı, din ve diyanetimiz.
Bu dinde diyanette, dünya ve ahirette,
Yetmiş iki millette, ayrıdır ayatımız.
Zahir suya banmadan, el ayak deprenmeden,
Baş sücuda ermeden, kılınır taatımız.
Ne Kabe, ne de mescit, ne rüku, ne de sücut,
Hak ile daim becit olur münacatımız.
Ne Kabe'ye varalım, ger mescide girelim,
Gerek suya yunalım, biledir illetimiz.
Su ne kadar arıta, kötüyse huyun bile,
Meğer bizi pak ede Hak’tan inayetimiz
Kimin sırrın kim bile, akıl ermez bu hale,
Yarın orda bell'ola, müslüman mürtedimiz.
Yunus canın yenile ki dostluğun anıla
Aşk ile dinler isen bilesin kudretimiz.
Yunus Emre
160-) GEL EY DERVİŞLİK İSTEYEN
Gel ey dervîşlik isteyen, diyem sana n'etmek gerek,
Şerbetleri elden koyup, ağıyı nuş etmek gerek.
Gelmek gerek terbiyete, kamu bildiklerin koya,
Mürebbisi ne der ise, pes o onu tutmak gerek.
Çeke sabır kanaatı, taze karlık ede katı,
Bu yola vereler eti, bu yola yüz tutmak gerek.
Dünyadan gönlünü çeke, eli ile arpa eke,
Ununa yarı kül kata, güneşte kurutmak gerek.
Acep onu nice yiye, nefsi dilerse yeğleye,
Nasıl ki iftar eyleye, üç günde bir etmek gerek
Odur erenler dirliği, bunlar bilmez ayyarlığı,
Onunla bulur erliği, kahrı dahi yutmak gerek.
Bakma bu dünya yüzüne, aldanma halkın sözüne,
Dönüp dîdar arzusuna o Hakk'a yüz tutmak gerek.
Yunus bunu kime diye, kim kasd ede bir uluya,
Şayet birimiz işleye, aşıklara etmek gerek.
Yunus Emre
161-) GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM
Geldi geçti ömrüm benim, şu yel esip geçmiş gibi.
Hele bana şöyle gele, şu göz açıp yummuş gibi.
İşbu söze Hak tanıktır, bu can gövdeye konuktur,
Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi.
Miskin Adem oğlanını, benzetmişler ekinciye,
Kimi biter, kimi yiter, yere tohum saçmış gibi.
Bu dünyada bir nesneye, yanar içim, göynür özüm,
Yiğit iken ölenlere, gök ekini biçmiş gibi.
Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise,
Yarın orda sana gele, Hak şarabın içmiş gibi.
Bir miskini gördün ise, bir eskice verdin ise,
Yarın orda sana gele hulle donun biçmiş gibi.
Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalır derler,
Meğer Hızır İlyas ola abıhayat içmiş gibi.
Yunus Emre
162-) GELDİK İDİ DÜNYAYA
Geldik idi dünyaya biz de zaman icinde,
Ömrüm de gelip gecti, güman, yaman icinde.
Ermedim, usanmadım, öleceğim sanmadım,
Gözlerim görmez oldu, kaldı duman icinde.
Var ey ahi sinleri, göre su ölenleri,
Ciğeri büryan olmuş, yatar gör kan icinde.
Yunus'layın kemter kul, değmez Tanrı`ya bir pul.
Onun değil bu usûl, üstad var can içinde.
Yunus Emre
163-) GELİN BİR NAZAR EYLEN
Gelin bir nazar eylen, n'oldu cihan içinde,
Niceler toprak oldu, bu az zaman içinde.
O taze güller soldu, bülbüller ötmez oldu,
Ata, ana zar oldu kaldı zindan içinde.
Canları oda yandı, kuzuların kurt aldı,
Ardınca baka kaldı zar ve figan içinde.
Ey nice yaranları, hasret kaldı canları,
Meğer ki buluşalar yarın cinan içinde.
O ipek don giyenler, hiç toz kondurmayanlar,
Çürüyüp toprak olmuş tenler kefen içinde.
O gözler ve o kaşlar, o inci gibi dişler,
O tenler ve o saclar yılan çıyan içinde.
Kamu çürümüş eller, o dudak ve o diller,
O sevgili oğullar kalmış toprak içinde.
Bu dünyaya inanma, vefasın bulam sanma,
Ömrün veren ziyana, çoğu pişman içinde.
Dünyayı vefasız bil, aç gözünü yarağ kıl,
Sen dahi olürsün bil, kalma güman içinde.
Yunus söyle sözünü, yavı kıl kendözünü,
Ağardı gör yüzünü, koma firak içinde.
Yunus Emre
164-) GELİN BU FAKTAN GEÇELİM
Gelin bu faktan geçelim,
Lale gevherler biçelim.
Aşkın şarabın içelim,
İçebilirsen gel beri.
Şahımdan destur almışım,
Ben mürşidime kanmışım,
Kanadımı bağlamışım,
Uçabilirsen gel beri.
Dost bahçesinin gülüyüm,
Ben gülümün bülbülüyüm,
Dört kapının kilidiyim,
Açabilirsen gel beri.
Açıktır bahçe kapısı,
Misler kokuyor kokusu,
Kıldan incedir köprüsü,
Geçebilirsen gel beri.
Yunus der ki: Halim yaman,
Dağları bürüdü duman,
İşte İncil, işte Kuran,
Seçebilirsen gel beri.
Yunus Emre
165-) GELİN BUGÜN YANALIM
Gelin bugün yanalım, yarın yanmamak için,
Ölelim ölmez iken, yine ölmemek için.
Tartalım günahımız, arttıralım ahımız,
Edelim hesabımız, hesap olmamak için.
Erenlere gidelim, eteklerin tutalım,
Bugün öyle idelim, yolda kalmamak için.
Bak göresin dünyayı, bil neye geldiğini,
İşbu fani dünyaya mağrur olmamak için.
Yunus yok dünya tadı, çünkim faniymiş adı,
Muhammed zindan dedi, biz şad olmamak için.
Yunus Emre
166-) GELİN EY KARDEŞLER GELİN
Gelin ey kardeşler gelin,
Bu menzil uzağa benzer.
Nazar kıldım şu dünyaya,
Kurulmuş tuzağa benzer.
Bir pirin eteğin tuttum,
Ona beli deyip gittim.
Nice yüzbin günah ettim,
Her biri bir dağa benzer.
Pirim diyemedim ere,
Varamadım doğru yola,
Günahım çok, yüzüm kara,
Eller yüzü ağa benzer.
Günahım çok başım kaygı,
Terk etmedim fena huyu,
Cümle alem benden eyi,
Benden kemter yoğa benzer.
Çağla Derviş Yunus çağla,
Sen özünü Hakk'a bağla.
Ağlarsan haline ağla,
Elden vefa yoğa benzer.
Yunus Emre
167-) GELİN SORUN BU CANLARA
Gelin sorun bu canlara, suretleri n'oldu gider,
Dün gün seninim der iken, ne bahane buldu gider.
Acep değil gider ise, tenini terk eder ise,
Yanlış yalan gaybet değil, dosttan haber geldi gider.
Hani onun malı mülkü, terkeylemiş cümlesini,
O padişah dergahına, ruhun amel aldı gider.
Öyle ki dost olmuş iken, nice iş düzülmüş iken,
Belli bilin can suretin, sakalına güldü gider.
Eyler idi çarşı pazar, bir pul için yine bozar,
Olmuş bu dünyadan bizar, yensiz gömlek giydi gider.
Bin ölürse, bin bir doğar, buyruk böyle gelmiş meğer,
Kimdir bu dünyaya doyar, kadehi de doldu gider.
Gaflete verme özünü, tamah kör eder gözünü,
Görmez misin yeryüzünü, iyi kötü geldi gider.
Kamu alem ümit eder ahirette görem diye,
Yunus der ki: Derviş olan burda Hak'ı buldu gider.
Yunus Emre
168-) GELMEYEN GELMEDİ
Gelmeyen gelmedi saptı, secde eyleyenler taptı,
Bu imareti kim yaptı, bu mülke Süleyman nedir?
Eğriliği yaydan eğri, doğruluğu oktan doğru,
Bu şehir içinde uğru, hem kadı hem sultan nedir?
Sendedir senden yat değil, bellidir mucizat değil,
Bu kelamdır hüccet değil, derya içinde umman nedir?
Çiğ pişip kazan taşmadan, ruh cisime ulaşmadan,
Ana rahmine düşmeden, o doğmadan ölen nedir?
Ey Yunus Emre tıfılken, nesneyi fehim etmedin,
Cümle ulumu keşfedip bildirip ögreten nedir?
Yunus Emre
169-) GER RAZIMI SÖYLER İSEM
Ger razımı söyler isem, kimse dilim bilmez benim,
Eğer sabır eyler isem, gönlüm karar kılmaz benim.
Ey uslular, ey uslular, siz söyleyin ben n'ideyim,
O dost yüzün göreliden, aklım başa gelmez benim.
Bunun gibi tertip ile işim nice başa vara,
Elimden iş kaldı ise, canımdan iş kalmaz benim.
Ne usluyum, ne deliyim, neye benzer işim benim,
Aşk denizine gark olup gönlüm gözüm doymaz benim.
Bu muhabbet odu benim yüreğimde yana durur,
Denize gark olur isem, söynüp hata kılmaz benim.
Yıl on iki ay aşk odu içimde uş yanıp durur,
Yandığımca artar kokum, devrim geçip solmaz benim.
Cümle Hakk'a yol vardılar, sabırla Hakk'a erdiler,
Aşkın aslı oddan durur, sabrım ile olmaz benim.
Nice söyledim gönlüme var sabır eyle dek otur,
Şu dem dahi bedter olur, öğüdümü almaz benim.
Bu Yunus'un ten sureti ölüp toprak olur ise,
Batınımdan aşk sevgisi bilin ki hiç gitmez benim.
Yunus Emre
170-) GER ULUYA VARDIN İSE
Ger uluya vardın ise, sûret nakşı nendir senin?
Manaya yol buldun ise, işbu dünya nendir senin?
Gör geç yolundan kamusun, terk et bu dünya davasın,
Bırak bu alem sevisin, bu aşıklık nendir senin?
Sen dünyanın terkin vursan, gelip aşk oduna girsen,
İlerki menzile ersen, geri kalmak nendir senin?
Bu vücudun sermayesi ateş, su, toprak ve yeldir,
Her biri aslına gider gafil olmak nendir senin?
Gece gündüz kaygı yersin, n'ideyim yoksulum dersin,
Hak cömerttir rızkın verir, kaygı yemek nendir senin?
Puthane ve şaraphane mescit oldu gerçek cana,
Bir pulun varmaz ziyana, yalancılık nendir senin?
Çünkü ahrete kavisin, ko bu yalancı davasın,
Bu mal ve hazne sevisin aşık isen nendir senin?
Yer iken yedir biçare, eksilirse Tanrı vere,
Bir gün tenin yere gire, geri kalan nendir senin?
Benim diyerek derersin, hakikat dava edersin,
Padişah suçuna kalmaz, gümrah olmak nendir senin?
Yunus o aşk badyasından sen inen esrik olmuşsun,
Bi hod iken erdin Hakk’a, ayık olman nendir senin?
Yunus Emre
171-) GER VUSLATA ERDİN İSE
Ger vuslata erdin ise, bu dert ile firak nedir?
Dostu yakın gördün ise, bu baktığın ırak nedir?
Vuslat eri olan kişi, gerek varlıkdan mahv ola,
İşbu yola girmekliğe, görelim hazırlık nedir?
Vuslat eri oldun ise göz hicabın bildin ise,
Dostu ayan gördün ise, bu varlığı bırak nedir?
İlim hod göz hicabıdır, dünya ahret hesabıdır,
Kitap hod aşk kitabıdır, bu okunan varak nedir?
Zinhar gözünü açagör, nefs tuzağını seçegör,
Dost mahfiline geçegör, ondan yeğrek durak nedir?
Söylersin ki gözüm görür, davaya manaya erer,
Gündüz güneş şule verir, gece yanan çerak nedir?
Yunus der: Eşkere nihan, Hak doludur iki cihan,
Gelsin beri dosta giden, Hur ve Kusur Burak nedir?
Yunus Emre
172-) GERÇEK AŞIK OLANLARIN
Gerçek aşık olanların hemen dostu sever canı,
Unutur kibri ve kini, maşuğa terkeder canı.
Gerçek aşık öğüt bilmez, zira ögüt fayda kılmaz,
Öğüt ile karar etmez, bulmak ister o Sübhan'ı.
Gerçek aşık olanların yüzünde nişanı olur,
Gece gündüz durmaz akar, gözleri yaşının kanı.
Bu cümle alem sevdiği bu din ile bu imandır,
Vallahi aşksız gerekmez şu din ile şu imanı.
Bir ucuna varır ise, ayrı değil aşık canı,
Sorun cümle aşıklara, kıldan kıla bilir onu.
Evvel ahir, Hayyül Kayyum, aşıklara maşuk idi,
Aklın var ise hesap et, geçer mi bu aşk devranı?
Her kim aşığım diyorsa, hasret geçirir var ise,
Gözü hicaplıdır onun, görünmedi aşk nihanı.
Yunus yüzünü kaldırma aşıkların ayağından,
Feda eyle yüz bir canı, onda bulasın sultanı.
Yunus Emre
173-) GERÇEK AŞIK OLDUN İSE
Gerçek aşık oldun ise, gel aşk kitabından oku,
Can gözünü açtın ise, hakikat bulasın Hak'ı.
Değme alimler okumaz bu aşıklar kitabını,
Zira ki o yazmış onu, ezel ebet odur baki.
Aşıkların Arş yüzünden, maşuğu gitmez gözünden,
Daima okur sözünden, zira ki o olur fakı.
Şeyh ve danişment ve fakı, gönül yapan bulur Hak'ı,
Sen bir gönül yıktın ise, gerekse var yüz yıl oku.
Yunus aşık oldun ise, maşuğunu buldun ise,
Maşuğunu bulan kişi, yok durur nesneden baki.
Yunus Emre
174-) GEREKMEZ BU DÜNYA BİZE
Gerekmez bu dünya bize, çünkü baki bünyad değil,
Bir kul bin yıl yaşar ise, ölmesi bir saat değil.
Bu dünya kahır evidir, nice ömürler eritir,
Cennette huy satan kişi yalan yanlış gıybet değil.
Şu senin mümin kulların, dünya zindanı onların,
Bu dünyada mümin olan, hurrem olsa da şad değil.
Burda zalimlik eyleyen, nefsi haramla toylayan,
Yüzleri hep kara çıkar, öz canları rahat değil.
Kim olur, kim ere ona, dün gün taat kılan ona,
Verilir cennet onlara, zira biliştir yad değil.
Yunus miskin mestanesin, sen seni gör ko bunları,
Dünyada riyalı dirlik, kişiye iyi ad değil.
Yunus Emre
175-) GERİ DURUR YOKLUKTAN KAMULARIN BAYLIĞI
Geri durur yokluktan kamuların baylığı,
Bunca varlık var iken, gitmez gönül darlığı.
Batmış dünya malına, bakmaz ölüm haline,
Ermiş Karun malına, zehi iş düşvarlığı.
Bu dünya kime kaldı, kimi berhurdar kıldı,
Süleyman'a olmadı onun berhurdarlığı.
Süleyman zembil ördü, kendi emeğin yerdi,
Onun ile buldular bunlar peygamberliği.
Gel şimdi Miskin Yunus, varın Hakk'a harc eyle,
Gördün elinde kalmaz bu dünyanın varlığı.
Yunus Emre
176-) GİDER İDİM BEN YOL SIRA
Gider idim ben yol sıra, yavlak uzamış bir ağaç,
Böyle latîf, böyle şirin, gönlüm der ki birkaç sır aç.
Böyl’uzamak ne manadır, çünkü bu dünya fanidir,
Bu fodulluk nişanıdır, gel beri miskinliğe geç.
Böyle latif bezenirken, böyle şirin düzenirken,
Gönül Hakk’a özenirken, dilek nedir, neye muhtaç?
Ağaç karır, devran döner, kuş budağa bir kez konar,
Daha sana kuş konmamış, ne güvercin, ne hod dürrraç.
Bir gün sana zevâl ere, yüce kaddin ine yere,
Budakların oda gire, kaynaya kazan, kıza saç.
Er sırrıdır sırrın senin, er yeridir yerin senin,
Ne yerdedir yerin senin, sana sorarım ey ağaç.
Yunus Emre sen bir nice, eksikliğin yüz bin onca,
Kur’ağaca yol sorunca, teferrücle yoluna geç.
Yunus Emre
177-) GİRDİM AŞKIN DENİZİNE
Girdim aşkın denizine, bahri gibi yüzer oldum,
Dolaşırken denizleri, Hızır gibi gezer oldum.
Cemalini gördüm düşte, çok aradım yazda kışta,
Bulamadım dağda taşta, denizleri süzer oldum.
Sordum deniz balığına, ırak değil salığına,
Girdim gönül sınığına, gönülleri düzer oldum.
Gönlümüz oldu ulu şar, o şar gibi şar nerde var?
Haznesinden aldım gevher, dükkan yüzün bezer oldum.
Ben o dükkandar kuluyum, gevherler ile doluyum,
Dost bağının bülbülüyüm, budaktan gül düzer oldum.
O budakta biter iman, iman bitse gider güman,
Dün gün işim budur heman, nefsime bir Tatar oldum.
Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına,
Düştüm ayaklar altına, toprak gibi tozar oldum.
Tenim toprak tozar yolca, nefsim iltir beni önce,
Gördüm nefsin burcu yüce, kazma aldım kazar oldum.
Kaza kaza indim yere, gör bu nefsin yüzü kara,
Hürmeti yok Peygamber’e bentlerini bozar oldum
Bu nefs ile dünya fani, bu dünyaya gelen hani?
Aldattın ey dünya beni, işlerinden bizar oldum.
Yunus durdu girdi yola, kamu gurbetleri bile,
Kendi ciğerim kanıyla vasfı halim yazar oldum.
Yunus Emre
178-) GİTTİ BU KIŞ ZULMETİ
Gitti bu kış zulmeti, geldi bahar yaz ile,
Yeni nebatlar bitti, dalgalandı naz ile.
Yine mergizar oldu, uş yine gülzar oldu,
Ter nağme düzer oldu, musikide saz ile.
Hoş haber geldi dosttan, yarattı bağ ve bostan,
İlm okur hezar destan bülbülleri raz ile.
Kim görmüştür baykuşun gülistana girdiğin,
Leylekler zikredemez bir latif avaz ile.
Ya nice saklar isen dürdane gevher olmaz,
Keklik keklikle uçar, hemişe baz baz ile.
El kuşu elden ele, gül kuşu gülden güle,
Baykuş virane sever, şahinler pervaz ile.
Nerde ki bir gövde var, akbaba orda üşer,
Tutiler evde şeker bulurlar kafes ile.
Her şahsın kendi tuşu, kendine tuş eyledi,
Sadıklar ikrar ile, sofular namaz ile.
Cahil, münafık, münkir, cümle aklına şakir,
Aşıklar didar sever, arifler niyaz ile.
Dervişlik dedikleri dilde haber değildir,
Hak ile Hak olana orda menzil düzüle.
Ben dervişim diyenler, yalan dava kılanlar,
Yarın Hak didarını göremezler göz ile.
İlmi amel ne fayda bir gönül yıktın ise,
Arif gönül yaptığı beraber hicaz ile.
Ulu divan kurula, orda kulluk sorula,
Bin tekebbür vermeye bir garip nevaz ile.
Eğriler eğri ile, doğrular doğru ile,
Yalan yalanı sever, gammazlar gammaz ile.
Kimi dükkandan bakar, kimi hoşluklar sever,
Kimi bir pula muhtaç, kimisi canbaz ile.
Kula nasip değecek sultan elden alamaz,
Zülkarneyn n‘eyledi ya, Hızır ve İlyas ile.
Görmez misin Edhem'i tahtını terk eyledi,
Hak katında has oldu, bir eski palas ile.
Bu dünyaya inanma, dünyayı benim sanma,
Niceler benim demiş giderler ham bez ile.
Aşk yağmuru damlası gönül göğünden damlar,
Sevgi yeli götürür yağmuru ayaz ile.
Yunus şimdi gam yeme, n'idem, ne kılam deme,
Gelir kişi başına ezelden ne yazıla.
Yunus Emre
179-) GÖKTE PEYGAMBER İLE
Gökte peygamber ile miracı kılan benim,
Ashabı Suffa ile yalıncak olan benim.
Sabırla kanaati hoş verirken onlara,
Kırk kişi bir gömleğe kanaat kılan benim.
Kırkından birisine çaldım idi neşteri,
Kırkından kan akıtıp ibret gösteren benim.
Ömer ile adalet ve doğruluk işledim,
Oğluyla fısk eyleyip hadde basılan benim.
Abdürrezak o derviş, yoldaş edindi beni,
Hallacı Mansur ile dara asılan benim.
İbrahim Ethem baktı, tacı tahtı bıraktı,
Hak yoluna uyaktı, o sırrı duyan benim.
Musa Peygamber ile bin bir kelime kıldım,
İsa Peygamber ile göklere çıkan benim.
Adımı Yunus taktım, sırrım aleme caktım,
Bundan ileri dahi dilde söylenen benim.
Yunus Emre
180-) GÖNLÜM DÜŞTÜ BİR SEVDAYA
Gönlüm düştü bir sevdaya,
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Başımı verdim kavgaya,
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Ben yürürüm yana yana,
Aşk boyadı beni kana.
Ne akilim ne divane,
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Ben yürürüm ilden ile,
Dost sorarım dilden dile.
Gurbette halim kim bile,
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Benzim sarı, gözlerim yaş,
Bağrım pare, yüreğim baş.
Halden bilen dertli kardaş,
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Gurbet ilinde yürürüm,
Dostu düşümde görürüm,
Uyanıp Mecnun olurum
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Gah tozarım yerler gibi,
Gah eserim yeller gibi,
Gah çağlarım seller gibi,
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Akarsu gibi çağlarım,
Dertli ciğerim dağlarım.
Şeyhim anarak ağlarım,
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Ya elim al kaldır beni,
Ya aslına erdir beni.
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Miskin Yunus biçareyim,
Baştan ayağa yareyim.
Dost ilinde avareyim,
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Yunus Emre
181-) GÖNLÜMÜ MEKAN EYLEDİ
Gönlümü mekan eyledi, dost elçisi kona kona,
Bir dem dilim tutar isem, söyletirler yana yana.
Derdim kime söyleyeyim, nicesi şerh eyleyeyim,
Dosttan gelen avaz benim, yakar içim döne döne.
Aceplerim şu kimseyi, acep gelir hem sözleri,
Dervişim der dava kılar, yatar uyur kana kana.
Akşam olur, gün dolanır, sabah olur yine doğar,
Bu ikisi arasında geçer ömrüm dine dine.
Ey biçare miskin Yunus, gafil olma, dur gözün aç,
Ecel eli uzun olur, bir gün erer suna suna.
Yunus Emre
182-) GÖNÜL HAYRAN OLUPTUR AŞK ELİNDEN
Gönül hayran oluptur aşk elinden,
Ciğer büryan oluptur aşk elinden.
Niceler tacı, tahtı, malı, mülkü,
Koyup uryan oluptur aşk elinden.
Özümün kalmadı sabrı kararı,
Gözüm giryan oluptur aşk elinden.
Eridi karlı dağlar zerre zerre,
Deniz umman oluptur aşk elinden.
Koyup ibrahim Ethem tacı tahtı,
Yeri külhan oluptur aşk elinden.
Zihi, Mansur ki maşukun yolunda,
Başı berdar oluptur aşk elinden.
Ne gördü Leyla'nın yüzünde Mecnun?
Ki sergerdan oluptur aşk elinden.
Ne gördü Züleyha Yusuf yüzünde?
İşi efgan oluptur aşk elinden.
Muhabbet derdine düşeli bülbül,
Dili handan oluptur aşk elinden.
Yunus Emre bu hasrete bu zara,
Acep mihman oluptur aşk elinden.
Yunus Emre
183-) GÖNÜL NİCE DOLANA
Gönül nice dolana, maşukun bulmayınca,
Kimse aşık mı olur gönülsüz kalmayınca.
Gönüldür seven onu, esir eyleyen seni,
Kimi azat eylersin, sen azat olmayınca.
Boynu zincirli geldik, key katı esir olduk,
Er nazar eylemedi halimiz bilmeyince.
Bir yanadan ararlar, ayrık nesne sanırlar,
Pahasın ne bilesin, sen satın almayınca.
Pahası canın onun, mal ile davar değil,
Sevdik mi ele girer, sevdikler vermeyince.
Cana nice aşıksın bu kayıttan geçmezsin,
Deryadan ne alasın ırmakdan geçmeyince.
Dostu nerde bulasın, sende durmak ile sen,
O imaret eylemez, sen viran olmayınca.
Sözü Yunus'tan işit, kibir kılma tut öğüt,
İmaret olmayasın ta harap olmayınca.
Yunus Emre
184-) GÖNÜL USANMADIN SEN BU SEFERDEN
Gönül usanmadın sen bu seferden,
Çalab'ım saklasın seni hatardan.
Kişi ki kişinin kahrın çekince,
Gidip görünmemek yeğdir nazardan.
Doğalı bağrımı doğradı gurbet,
Sızar damar çiğer kanı damardan.
Vatan oldu diken, gurbet gülistan,
Ağı içmek yeğ oldu ney şekerden.
Güher dedikleri ilmi hünerdir,
Hüner mende hüner yeğdir güherden.
Yunus göğsün açıp dosta giderken,
Çalab'ım saklasın seni hatardan.
Yunus Emre
185-) GÖRENİN HALİ DÖNER
Görenin hali döner nişansız bi nişana,
Esrittin cümle halkı, sırf içirdin peymane.
Sen bunca sıfat birle pinhan iken ey server,
Aşıklar devletisin meşhur oldun cihana.
Onu işiten kulak, ebsem oldu kaldı sak,
Cümle gönüller mutlak saddak dedi bürhana.
Sana biriken birlik oldur ebedî dirlik,
Senden ayrığı bildik cümle kuru efsane.
Senin hikmetin ırak, sensin canlara durak,
Sen yandırdığın çerak bildik ebedi yana.
Sen hasların babısın, aşıklar kitabısın,
Mutlak didar kapısın görenler mahluk sana.
Yer gök kayim durduğu, denizler mevc vurduğu,
Cennet ve Hur olduğu cümle sensin bahane.
Daha yer gök yok idi, cümle söz mensuh idi,
Aşıklar tapar idi o bi nişan Subhana.
Senin kaşın durmadan, ok atar yay kurmadan,
İsrafîl sur vurmadan nice canlar uyana.
Bu göz kendözün görmez, nişan nişanın vermez,
Yunus'un aklı ermez, inen oldu divane.
Yunus Emre
186-) GÖZÜM SENİ GÖRMEK İÇİN
Gözüm seni görmek için, elim sana ermek için,
Bugün canım yolda koyam, yarın seni bulmak için.
Bugün canım yolda koyam, yarın ivazın veresin,
Arz eyleme uçmağını, hiç arzum yok uçmak için.
Bana uçmak neme gerek, hergiz gönlüm ona bakmaz,
İşbu benim zarılığım değil ahi bir bağ için.
Uçmak uçmağım dediğin, müminleri yeltediğin,
Bir ev ile bir kaç huri, hevesim yok kuçmak için.
Burda dahi verdin bize oğul ve kız çifti helal,
Ondan dahi geçti arzum, benim arzum didar için.
Sofilere ver sen onu, bana seni gerek seni,
Ben nice terkedem seni, şu bir ev ve çardak için.
Yunus hasret durur sana, hasretini göster ona,
İşin zulüm değil ise, yardım eyle varmak için.
Yunus Emre