pub-6450042492155979 google.com, pub-6450042492155979, DIRECT, f08c47fec0942fa0 YUNUS EMRE ŞİİRLERİ: -Z

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

-Z etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
-Z etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Eylül 2022 Salı

YUNUS EMRE Ö-V-Y-Z HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER

Ö-V-Y-Z HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
Ö HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
İÇİNDEKİLER
276-) ÖMRÜM BENİ SEN ALDATTIN
277-) ÖMÜR BAHÇESİNİN GÜLÜ SOLMADAN
278-) ON SEKİZ BİN ALEMİM CÜMLESİ BİR İÇİNDE
279-) SANA İBRET GEREK İSE
280-)SABAH MEZARLIĞA VARDIM
281-) SENDEN GELİR CEVRİ CEFA
282-) SENSİN KERİM SENSİN RAHİM
283-) SORDUM SARI ÇİÇEĞE
284-) ŞU CENNETİN IRMAKLARI
285-) VAKTİNİZE HAZIR OLUN
286-) YALANCI DÜNYAYA KONUP GÖÇENLER
287-) YER YÜZÜNDE GEZER İDİM
288-) YOK YERE GEÇİRDİM GÜNÜ
289-) YÜRÜ YÜRÜ YALAN DÜNYA
276-) ÖMRÜM BENİ SEN ALDATTIN
Ömrüm beni sen aldattın,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Beni deprenemez kodun,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Benim varım hep sen idin,
Canım içinde can idin,
Hem sen bana sultan idin,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Gönlüm sana eğler idim,
Gül diyerek yaylar idim,
Garipseyip ağlar idim,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Gider imiş bura gelen,
Dünya işi cümle yalan,
Ağlar ömrün yavı kılan,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Hayrım, şerim yazılacak,
Ömrüm ipi üzülecek.
Gidip sûret bozulacak,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Bari koyarak kaçmasan,
Göçküncü gibi göçmesen,
Ölüm şarabın içmesen,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Bir gün ola sensiz kalam,
Kurda, kuşa öğün olam,
Çürüyerek toprak olam,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Miskin Yunus bilmez misin?
Yoksa nazar kılmaz mısın?
Ölenleri anmaz mısın?
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Yunus Emre
277-) ÖMÜR BAHÇESİNİN GÜLÜ SOLMADAN
Ömür bohçasının gülü solmadan,
Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
Ecel bir gün bize haydi demeden,
Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
Niçin gaflet ile mağrur olursun?
Kervan göçer gider, yolda kalırsın.
Be vallahi sonra pişman olursun,
Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
Kaba döşekte yatma döne döne,
Mağrur olup uyuma kana kana.
İletirler seni karanlık sine,
Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
Derviş Yunus söyler: Sözün tutulmaz,
Senin kumaş bu illerde satılmaz.
Böyle yatmak ile Hakk'a varılmaz,
Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
Yunus Emre
278-) ON SEKİZ BİN ALEMİM CÜMLESİ BİR İÇİNDE
On sekiz bin alemin cümlesi bir içinde,
Kimse yok birden ayrı, söylenir dil içinde.
Cümle bir onu birler, cümle ona giderler,
Cümle dil onu söyler, her bir menzil içinde .
Cümle göz onu gözler, kimse yok nişan verir,
Gören kim, gösteren kim, kaldık müşkil içinde.
Kim göre onu ayan, kim diye nakş ve nişan,
Sözü Len terani'dir Musa'ya Tur içinde.
Kimseden ayrı görme, her bir ile bile gör,
Cümle alem doludur ber ile bahr içinde.
Sidretül Münteha'dan ondan içeri giden,
Hiç nişan söylemedi menzili nur içinde.
Doksan bin Hak kelamı, otuz bini herkes has,
Otuz bini hassül has, otuz bin sır içinde.
Oldurur o gizli söz, arif söyler dün gündüz,
Hiç nişanı denmedi hur ve kusur içinde.
Yunus sen diler isen, dostu görem der isen,
Ayandır görenlere işte gönül içinde.
Yunus Emre
279-) SANA İBRET GEREK İSE
Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri,
Eğer taş olsan erirsin, bakıp görünce bunları.
Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halleri,
Sonunda bir gömlek giymiş, onun da yoktur yenleri.
Hani mülke benim diyen, köşk ve saray beğenmeyen,
Şimdi bir evde yatarlar, taşlar olmuş üstünleri.
Bunlar eve girmeyeler, züht ve taat kılmayalar,
Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları.
Hani o şirin sözlüler, hani o güneş yüzlüler?
Şöyle kayıp olmuş bunlar, hiç belirmez nişanları.
Bunlar bir vakt beğler idi, kapıcılar korlar idi,
Gel şimdi gör bilmeyesin, beğ hangidir, ya kulları?
Ne kapı vardır giresi, ne yemek vardır yiyesi,
Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri.
Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala,
Seni dahi böyle ede, nitekim etti bunları.
Yunus Emre
280-)SABAH MEZARLIĞA VARDIM
Sabah mezarlığa vardım,
Baktım herkes ölmüş yatar,
Her biri çaresiz olup,
Ömrünü yitirmiş yatar.
Kimi yiğit, kimi koca,
Kimi vezir, kimi hoca,
Gündüzleri olmuş gece,
Karanlığa girmiş yatar.
Vardım onların katına,
Baktım ecel heybetine,
Ne yiğitler muradına,
Daha ermemiş yatar.
Nicelerin bağrın deler,
Kurtlar üstünde gezeler,
Gepegencecik tazeler,
Gül gibice solmuş yatar.
Yarı kalmış tüm işleri,
Dökülmüş inci dişleri,
Dağılmış sırma saçları,
Hep yerlere düşmüş yatar.
Çürüyüp durur tenleri,
Hakka ulaşmış canları,
Görmez misin sen bunları?
Nöbet bize gelmiş yatar.
Yunus Emre
281-) SENDEN GELİR CEVRİ CEFA
Senden gelir cevri cefa, ben ah ve vah etmeyeyim,
Düşmüşüm aşkın oduna, yanıp nice tütmeyeyim.
Uş yürürüm yana yana, top ciğerim döndü kana,
Aşkından oldum divane, nice zarı kılmayayım.
Senin aşkın denizine düşüp ben gark olayım,
Kimsenem yok elim ala, koma beni batmayım.
Sekiz uçmağın hurisi gelir ise bir araya,
Sana ümmet olmayanı ben onlara katmayayım.
Yunus Emre sen bu sözü yüz bin der isen az ola,
İşitenler âşık ola, fazla da uzatmayayım.
Yunus Emre
282-) SENSİN KERİM SENSİN RAHİM
Sensin kerîm, sensin rahîm,
Allah sana sundum elim.
Senden artık yoktur umum,
Allah sana sundum elim.
Ecel geldi vade erdi,
Bu ömrüm kadehi doldu.
Kimdir ki içmeden kaldı,
Allah sana sundum elim.
Dilim tetiği bozuldu,
Canım gövdemden üzüldü.
İşte gözlerim süzüldü
Allah sana sundum elim.
vurdular suyum ılıdı,
Kavim kardaş cümle geldi.
Esen kalsın kavim kardaş,
Allah sana sundum elim.
Tez biçildi kefen donum,
Ahrete yöneldi yolum.
Aceb nice ola halim?
Allah sana sundum elim.
Geldi salacam sarılır,
Dört yana sala verilir.
İl namazıma derilir,
Allah sana sundum elim.
Salacamı götürdüler,
Musallaya yatırdılar,
Görklü tekbir getirdiler,
Allah sana sundum elim.
Götürdüler bunda üşüp,
İndirdiler anda şeşip,
Toprağım örterler eşip,
Allah sana sundum elim.
Çün toprağa düşürdüler,
Toprağa el üşürdüler,
Taşlar ile bastırdılar,
Allah sana sundum elim.
İşte beni götürdüler,
Makbereme getirdiler,
Halka olup oturdular,
Allah sana sundum elim.
Çün cenazeden şeştiler,
Üstüme toprak eştiler,
Sinime koyup kaçtılar,
Allah sana sundum elim.
Kaldım bir karanlık yerde,
Ayrık varamaz o yerde
Sataştım bir acep derde
Allah sana sundum elim.
Ölmedi meşhet doldukça,
Gündüzümüz oldu gece,
Bilmeyiz halimiz nice,
Allah sana sundum elim.
Geldi Münker ile Nekir,
Her birisi sordu bir dil,
İlahi sen cevap vergil,
Allah sana sundum elim.
Aldı beni ince yola,
İltdi Sırat köprüsüne,
Amelime yok mededim,
Allah sana sundum elim.
Yedi Tamu, sekiz Uçmak,
Her birinin vardır yolu.
Her bir yolda yüz bin çarsu,
Allah sana sundum elim.
Halayıklar, melaikler,
Ger esrikler, ger ayıklar,
Sahha size uyanıklar,
Allah sana sundum elim.
Görün acep oldu zaman,
Gönülden eyleriz figan.
Ölür çün anadan doğan,
Allah sana sundum elim.
Yunus, uzatma bu sözü,
Allah’ına tut hep yüzü.
Didardan ayırma bizi,
Allah sana sundum elim.
Yunus Emre
SORDUM SARI ÇİÇEĞE
Sordum sarı çiçeğe,
Benzin neden sarıdır?
Çiçek der ki; ey derviş,
Ahım dağlar eritir.
Yine sordum çiçeğe,
Sizde ölüm var mıdır?
Çiçek der ki; ey derviş,
Ölümsüz yer var mıdır?
Yine sordum çiçeğe,
Kışın nerde olursuz?
Çiçek der ki; ey derviş,
Kışın turab oluruz.
Yine sordum çiçeğe,
Tamuya girer misiz?
Çiçek der ki; ey derviş,
O münkirler yeridir.
Yine sordum çiçeğe,
Uçmağa girer misiz?
Çiçek der ki; ey derviş,
Uçmak adem şehridir.
Yine sordum çiçeğe,
Gül sizin neniz olur?
Çiçek der ki; ey derviş,
Gül Muhammed teridir.
Yine sordum çiçeğe,
Ademi bilir misiz?
Çiçek der ki; ey derviş,
Adem binde biridir.
Yine sordum çiçeğe,
Kırklar'ı bilir misiz?
Çiçek der ki; ey derviş,
Kırklar Allah yâridir.
Yine sordum çiçeğe,
Rengi nerden alırsız?
Çiçek der ki; ey derviş,
Ay ile gün nurudur.
Yine sordum çiçeğe,
Boynun neden eğridir?
Çiçek der ki; ey derviş,
Kalbim Hakk'a doğrudur
Yine sordum çiçeğe,
Anan, atan var mıdır?
Çiçek der ki; ey derviş,
Bu ne aceb sorudur.
Yine sordum çiçeğe,
Sen Kabe'yi gördün mü?
Çiçek der ki; ey derviş,
Kabe Allah evidir.
Yine sordum çiçeğe,
Bahçene girsem n'ola?
Çiçek der ki; ey derviş,
Kokla beni, geri dur.
Yine sordum çiçeğe,
Sen Sırat'ı gördün mü?
Çiçek der ki; ey derviş,
O cümlenin yoludur.
Yine sordum çiçeğe,
Gözün niçin yaşlıdır?
Çiçek der ki; ey derviş,
Bağırcığım başlıdır.
Yine sordum çiçeğe,
Yunus'u bilir misin?
Çiçek der ki; ey derviş,
Yunus Kırklar yâridir.
Yunus Emre
284-) ŞU CENNETİN IRMAKLARI
Şu cennetin ırmakları, akar Allah diye diye,
Çıkmış islam bülbülleri, öter Allah diye diye.
Salınır Tuba dalları, Kuran okur hem dilleri,
Cennet bağının gülleri, kokar Allah diye diye.
Kimi yiyip, kimi içer, hep melekler rahmet saçar,
İdris Nebi hülle biçer, diker Allah diye diye.
Altındandır direkleri, gümüştendir yaprakları,
Uzandıkça budakları, biter Allah diye diye.
Aydan arıdır yüzleri, misk ve amberdir sözleri,
Cennette huri kızları, gezer Allah diye diye.
Hakk'a aşık olan kişi, akar gözlerinin yaşı,
Nurlu olur içi dışı, söyler Allah diye diye.
Ne dilersen Hak'tan dile, kılavuzla gir bu yola,
Bülbül aşık olmuş güle, öter Allah diye diye.
Açıldı gökler kapısı, rahmetle doldu hepisi,
Sekiz cennetin kapısı, açar Allah diye diye.
Rıdvan olur kapı açan, İdris olur hülle biçen,
Kevser şarabını içen, kanar Allah diye diye.
Miskin Yunus var yarine, koma bugünü yarına,
Yarın Hakk'ın divanına, varam Allah diye diye.
Yunus Emre
285-) VAKTİNİZE HAZIR OLUN
Vaktinize hazır olun,
Ecel vardır, gelir bir gün.
Emanettir kuşça canın,
Sahibi var, alır bir gün.
Nice bin kere kaçarsan,
Yedi deryalar geçersen,
Kanat çırparak uçarsan,
Ecel seni bulur bir gün.
İşbu meclise gelmeyen,
Anıp nasihat almayan.
Elif'ten be'yi bilmeyen,
Okur kişi olur bir gün.
Tutmaz olur tutan eller,
Çürür şu söyleyen diller.
Sevip kazandığın mallar,
Varislere kalır bir gün.
Yunus Emre'm bunu söyler,
Aşkın deryasını boylar.
Şu yüce köşkler, saraylar,
Viran olur kalır bir gün.
Yunus Emre
YALANCI DÜNYAYA KONUP GÖÇENLER
Yalancı dünyaya konup göçenler,
Ne söylerler, ne bir haber verirler.
Üzerinde türlü otlar bitenler,
Ne söylerler, ne bir haber verirler.
Kiminin başında biter ağaçlar,
Kiminin başında sararır otlar.
Kimi masum, kimi güzel yiğitler,
Ne söylerler, ne bir haber verirler.
Toprağa gark olmuş nazik tenleri,
Söylemeden kalmış tatlı dilleri.
Gelin duadan unutman bunları,
Ne söylerler, ne bir haber verirler.
Kimisi dördünde, kimi beşinde,
Kimisinin tacı yoktur başında.
Kimi altı, kimi yedi yaşında,
Ne söylerler, ne bir haber verirler.
Kimisi bezirgan, kimisi hoca,
Ecel şerbetini içmek de güç a,
Kimi ak sakallı, kimi pir koca,
Ne söylerler, ne bir haber verirler.
Yunus der ki: Gör takdirin işleri,
Dökülmüştür kirpikleri, kaşları.
Başları ucunda hece taşları,
Ne söylerler, ne bir haber verirler.
Yunus Emre
YER YÜZÜNDE GEZER İDİM
Yer yüzünde gezer idim, uğradım milketler yatar.
Kimi büyük, kimi küçük key kuşağı berkler yatar.
Kimi yiğit, kimi koca, kimi vezir, kimi hoca,
Gündüzleri olmuş gece, oncalayın çoklar yatar.
Doğru varırdı yolları, kalem tutardı elleri,
Bülbüle benzer dilleri, danışman yiğitler yatar.
Büyük, küçük ağlamışlar, server yiğitler komuşlar,
Baş ucunda yay asmışlar, kırık dökük oklar yatar.
Atlarının izi tozlu, önleri tabıl pazulu,
Ele güne hükmü yazlı, şu muhteşem beyler yatar.
Gece gündüz oğlancıklar söyler iken bülbül gibi,
Ayrılmışlar anaları sinlerini bekler yatar.
Elleri dür kınalı hem karavaşları tapulu,
Kargı gibi uzun boylu gül yüzlü hatunlar yatar.
El bağlamıştır kamusu, Hak Çalap'tandır umusu.
Nökerli kızdır kimisi, alınmadık çoklar yatar.
Yunus bilmez kendi halin, Hak Çalap söyletir dilin.
Bir nicesi yeni gelin, ak teleme yüzler yatar.
Yunus Emre
288-) YOK YERE GEÇİRDİM GÜNÜ
Yok yere geçirdim günü,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Seninle olmadım gani,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Geldim ve geçtim bilmedim,
Ağlayıp güssa yemedim,
Senden ayrılam demedim,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Seni bana yar sanırdım
Bana vefadar sanırdım
Aygar imişsin bilmedim
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Hani sana güvendiğim,
Sevinerek özendiğim.
Külli kalır kazandığım,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Gidip yine gelmeyesin,
Gelip beni bulmayasın,
Bu beyliği sürmeyesin,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Çün beni koyup gidesin
Varıp sinleye giresin
Orda gelip söyleyesin
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Hayrım, şerim yazılacak,
Ömrüm ipi üzülecek.
Suret benden bozulacak,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Miskin Yunus gideceksin,
Acep sefer edeceksin,
Ettiğini bulacaksın,
Ah n'ideyim ömrüm seni?
Yunus Emre
YÜRÜ YÜRÜ YALAN DÜNYA
Yürü yürü yalan dünya,
Yalan dünya değil misin?
Yedi kez boşalıp yine,
Dolan dünya değil misin?
Bir od bıraktı özüme,
Duman girdi gözüme,
Bu gözle bugün yüzüme,
Gülen dünya değil misin
Bir od bıraktın vay dile,
Tutuştum yandın dert ile.
Kıyamete bir kurt ile,
Kalan dünya değil misin?
Nide idim dağlar aşıp,
Dağlar aşıp sular geçip,
Havanın önüne düşüp,
Yelen dünya değil misin?
Yunus Emre'm sür sefayı,
Sür sefayı, çek cefayı.
O Muhammed Mustafa'yı,
Alan dünya değil misin?
Yunus Emre