pub-6450042492155979 google.com, pub-6450042492155979, DIRECT, f08c47fec0942fa0 YUNUS EMRE ŞİİRLERİ: YUNUS EMRE D HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Eylül 2022 Salı

YUNUS EMRE D HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER

YUNUS EMRE D HARFİ İLE BAŞLAYAN ŞİİRLER
İÇİNDEKİLER
92-) DAĞLAR İLE TAŞLAR İLE
93-) DENİZLER OLSA BİR KADEH
94-) DERTLİ NE AĞLAYIP GEZERSİN BURDA?
95-) DERVİŞLİK DEDİKLERİ
96-) DERVİŞLİK DER Kİ BANA SEN DERVİŞ OLAMAZSIN
97-) DERVİŞLİK MAKAMI HÂL İÇİNDE HAL
98-) DİLSİZLER HABERİNİ
99-) DİRLİĞİM NE İDÜĞÜN
100-) DİVANELER
101-) DİN VE MİLLETTEN GEÇER AŞK ESERİNİ DUYAN
102-) DOLAP NİÇİN İNİLERSİN?
103-) DOST BAKALI YÜZÜME
104-) DOST DER İDİM İSTEĞİM
105-) DOST ELİNDEN ÖLÜR İSEM
106-) DOST YÜZÜNE BAKMAYA
107-) DOST YÜZÜNÜ GÖRECEĞİZ
108-) DOSTTAN HABER GELDİ YİNE
109-) DOSTTAN HABER KİM GETİRDİ
110-) DOSTTAN HABER SORAN KİŞİ
111-) DOSTU GERÇEK SEVENLERİN DOSTA ULAŞIR CANLARI
112-) DÜN GİDER GÜNDÜZ GELİR
113-) DÜNYANIN MEKRİNE
114-) DÜNYAYA GELEN KİŞİLER
115-) DÜŞT'ÖNÜME HUBBÜL VATAN
92-) DAĞLAR İLE TAŞLAR İLE
Dağlar ile, taşlar ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Seherlerde kuşlar ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Su dibinde mahi ile,
Sahralarda ahu ile,
Abdal olup Ya Hu ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile,
Elimdeki asa ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Dertleri çok Eyüp ile,
Gözü yaşlı Yakup ile,
O Muhammed mahbub ile,
Çağırayım Mevlâm seni.
Hamd ve şükrullah ile,
Vasfı Kulhüvallah ile,
Daima Zikrullah ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Bilmişim dünya halini,
Terk ettim kıylükalini,
Baş açık, ayak yalını,
Çağırayım Mevlam seni.
Yunus okur diller ile,
O kumru bülbüller ile,
Hakk'ı seven kullar ile,
Çağırayım Mevlâm seni.
Yunus Emre
93-) DENİZLER OLSA BİR KADEH
Denizler olsa bir kadeh susuzluğum kanmaz benim,
İniltimi yenemezsem, gözüm yaşı dinmez benim.
Yine Mansur kadehini maşuka sundu elime,
Dört yanımda od vurdular, kimse halim bilmez benim.
Yana yana kül olurum sen maşukanın yolunda,
Günde bin kez yanar isem, dosttan yüzüm dönmez benim.
Canım aşkın külüngüne, Ferhat olup tuttum başım,
Nice taşları keserim, Şirin'im hiç sormaz benim.
Gel varalım bizim ile, ta giresin bahçelere,
Mamur olmış bostanlarım, ağyar gülüm dermez benim.
Bizim ilin bahçeleri, durmaz öter bülbülleri,
Açılmış taze gülleri, gülistanım solmaz benim.
Yunus der ki: Ey sultanım, aşk oduna yandı canım,
Versen eğer dermanımı, ayrık canım ölmez benim.
Yunus Emre
94-) DERTLİ NE AĞLAYIP GEZERSİN BURDA?
Dertli ne ağlayıp gezersin burda?
Ağlatırsa Mevlam yine güldürür.
Nice dertli kondu göçtü buradan,
Ağlatırsa Mevlam yine güldürür.
Bu dert benim munisimdir, yarimdir,
Arşa çıkan benim ah ve zarımdır.
Seni ağlatan lutf ıssı kerimdir,
Ağlatırsa Mevlam yine güldürür.
Daim Hakk'a cemalini dile dur,
Zikr ile mevlayı dilden ana dur.
Kahrı kime ise lütfu onadır,
Ağlatırsa Mevlam yine güldürür.
Sevdaya salma şu garib başını,
Akıtır gözünden kanlı yaşını.
Kerimdir onarır kulun işini,
Ağlatırsa Mevlam yine güldürür.
Yunus senin gözlerinde çok hal var,
Önünde uğrayıp geçecek yol var.
Gece gündüz dur da Mevla'ya yalvar,
Ağlatırsa Mevlam yine güldürür.
Yunus Emre
95-) DERVİŞLİK DEDİKLERİ
Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil,
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil.
Hırkanın ne suçu var sen yoluna varmazsan,
Var git yolunca yürü, er yolu kalmaç değil.
Dersin şeyhim aşk ile, yalın ayak, baş açık,
Er var dirlik dirlikmiş, yalın ayak aç değil.
Durmuş marifet söyler erene Yunus Emre'm,
Yol eriyle yoldadır yolsuza yoldaş değil.
Yunus Emre
96-) DERVİŞLİK DER Kİ BANA SEN DERVİŞ OLAMAZSIN
Dervişlik der ki bana, sen derviş olamazsın,
Gel ne diyeyim sana, sen derviş olamazsın.
Derviş bağrı taş gerek, gözü dolu yaş gerek,
Koyundan yavaş gerek, sen derviş olamazsın.
Döğene elsiz gerek, söğene dilsiz gerek,
Derviş gönülsüz gerek, sen derviş olamazsın.
Dilin ile şakırsın, çok maniler dokursun,
Vara yoğa kakırsın, sen derviş olamazsın.
Kakımak varsa eğer Muhammed de kakırdı,
Bu kakımak sende var sen derviş olamazsın.
Doğruya varmayınca, murşide ermeyince,
Hak nasip etmeyince, sen derviş olamazsın.
Derviş Yunus gel şimdi, ummanlara dal şimdi,
Ummana dalmayınca sen derviş olamazsın.
Yunus Emre
97-) DERVİŞLİK MAKAMI HÂL İÇİNDE HAL
Dervişlik makamı hal içinde hal,
Feragatlık derviş olana muhal.
Derviş ayrılamaz evvelki demden,
Hiç firkat olmadı nasiptir visal.
Derviş fitne kabın burada kırdı,
Hareket ederken olmadı battal.
Dervişlik dirliği Sırat üzredir,
Hesabı ettiler bir zerre miskal.
Derviş Enel Hak derse n'ola acep?
Hep varlık Hakk'ındır ala külli hal.
Derviş ırma gözün evvelki demden,
Yunus görüp durur ahir ve evvel.
Yunus Emre
98-) DİLSİZLER HABERİNİ
Dilsizler haberini kulaksız dinleyesi,
Dilsiz kulaksız sözün, can gerek anlayası.
Dinlemedin anladık, anlamadın dinledik,
Gerçek erin bu yolda yokluktur sermayesi.
Biz sevdik aşık olduk, sevildik maşuk olduk,
Her dem yeni dirlikte, sizden kim usanası.
Yetmiş iki dil seçti, aramıza söz düştü,
O bakışı biz baktık, yermedik amuhası.
Ey Yunus şimdi veli, yerde gökte dopdolu,
Her bir taş altında bir İmran oğlu Musi.
Yunus Emre
99-) DİRLİĞİM NE İDÜĞÜN
Dirliğim ne idüğün söyleyin kıldan kıla,
Irak yakın işite, hasuam cümle bile.
Hasuam muti, asi, dost kuludur cümlesi,
Kullar yol varmayınca, şaha kim varabile?
Dosta gidenin yolu gönül içinden geçer,
Bir amel eylemedim, gire idim gönüle.
Dosta giden kişiler unutur kendözünü,
Ben nereye varırsam beni ileten bile.
Senlik, benlik olucak iş ikilikte kalır,
İkilik tutan kişi nice birike birle.
Bundan böyle dost ile bilmezim n'olasını,
Şimdiye değin ömrüm geçmiş yok sevda ile.
Bu kıssam uzun olur, nice tüketebilem,
Hangi bir eksikliğim getirebilem dile.
Yetmiş iki milletin ayağın öpmek gerek,
Yaranmak çün maşuğa, cümle millete bile.
Aşık mı idi Yunus, vuslat bulaydı bugün,
Aşk karar mı eder yarınki vade ile?
Yunus Emre
100-) DİVANELER
Divaneler, divaneler,
Durun durun aşka sela.
Aşk esriği mestaneler,
Durun durun aşka sela.
Mest-i elestler kandaksız,
Mestane mestler kanatsız.
Saki duruptur çanaksız,
Durun durun aşka sela.
Merdaneler, merdaneler,
Erlik demi bu gündürür.
Baş verüben can terkini,
Vurun vurun aşka sela.
Ey nice hamle edelim,
İşbu fenadan gidelim.
Binin binin şevk atalım,
Sürün sürün aşka sela.
Muhabbet yoluna girip,
Aşktan dava kılan kişi.
Tan eylemiş aşıklara,
Görün görün aşka sela.
Akıl ne bilir aşkı kim
Mağrur oluptur aklına.
Aşkı bu gün bu Yunus'a,
Sorun sorun aşka sela.
Yunus Emre
101-) DİN VE MİLLETTEN GEÇER AŞK ESERİNİ DUYAN
Din ve milletten geçer aşk eserini duyan,
Mezhep ve dîn mi seçer kendini yoğa sayan.
Aşk kime ki ererse, kendinden gayrı komaz,
Aşkdan zerre ayrılmaz kendiliğinden duyan.
Uçmak'tan umusı yok, Tamu'dan korkusu yok,
Kendözün yavı kılıp hayr ve şer elden koyan.
O benim derse reva, benliğin bilen hata,
Terk eyleyerek rıza, akl koyup aşka uyan.
Aşıkları sorarsan mezhepsiz ve milletsiz,
Yolda kalıpdır sakın gece ve gündüz sayan.
Küfr ve iman o yolda, kara zarara geçmez,
Kardan ziyandan fariğ varlıgı levhin yuyan.
Yunus sen beni gider, her ne eder dost eder,
Aczini bil ebsem ol, var aşk rengine boyan.
Yunus Emre
102-) DOLAP NİÇİN İNİLERSİN?
Dolap niçin inilersin?
Derdim vardır inilerim.
Ben Mevlâ'ya aşık oldum,
Onun için inilerim.
Benim adım dertli dolap,
Suyum akar yalap yalap,
Böyle emreylemiş Çalap,
Derdim vardır inilerim.
Beni bir dağda buldular,
Kolum kanadım yoldular,
Dolaba lâyık gördüler,
Derdim vardır inilerim.
Ben bir dağın ağacıyım,
Ne tatlıyım, ne acıyım,
Ben Mevlâ'ya duacıyım,
Derdim vardır inilerim.
Dağdan kestiler hezenim,
Bozuldu türlü düzenim,
Ben bir usanmaz ozanım,
Derdim vardır inilerim.
Şu dülgerler beni yondu,
Her azam yerine kondu,
Bu iniltim Hak'tan geldi,
Derdim vardır inilerim.
Suyum alçaktan çekerim,
Dönüp yükseğe dökerim,
Görün ben neler çekerim,
Derdim vardır inilerim.
Yunus burda gelen gülmez,
Kişi muradına ermez,
Bu fanide kimse kalmaz,
Derdim vardır inilerim.
Yunus Emre
103-) DOST BAKALI YÜZÜME
Dost bakalı yüzüme ben şahı görüp geldim,
O yüce yücesine gümansız erip geldim.
Esrikliğime bakma, adım deliye takma,
Esrikliğim ezelden, sohbeti sürüp geldim.
Ezelden bile idim, Elest'de Bela dedim,
O kadimi denizden sel olup akıp geldim.
İşretine ermişim, sala deyip durmuşum,
Canı, dini, imanı şükrane verip geldim.
Nur bana İsa oldu, erenler dua kıldı,
Nice kezin toprakdan ben ölüp dura geldim.
Mansur dedi Enel Hak her suretin oda yak,
Deyin dara gelsinler ben darı kurup geldim.
Sorman Yunus'tan haber, dost nerdeyse orda var,
Haberi gören verir, ben onu görüp geldim.
Yunus Emre
104-) DOST DER İDİM İSTEĞİM
Dost der idim isteğim, dermanıdır aşıkların,
Aşk kadehi koma ki, peymanıdır aşıkların.
Aşık ol aşk oduna, pervane gibi yana gör,
Oda yanan kimseler, pes canıdır aşıkların.
Her gece cevlan eder, Hakk'ın cemalin görmeğe,
Arşı azim dembedem seyranıdır aşıkların.
Zahidin zühtü ile Cennet makamı olur,
Masivanın küllisi zindanıdır aşıkların.
Hor bakma sen azizim, aşk erine zinhar,
Sırr-ı Mevla'sı ile pinhanıdır aşıkların.
Şeyh-i kamil hizmetinden fariğ olma ey Yunus,
Kulluk etmek pirine erkanıdır aşıkların.
Yunus Emre
105-) DOST ELİNDEN ÖLÜR İSEM
Dost elinden ölür isem güle güle geri gelem,
Ganîmet görem bu demi, can şükrane vere gelem.
Canın diri tutan kişi, dost katından ırak düşer,
Feda kılam yüzbin canı, ıraklıktan beri gelem.
Cercis’leyin o dost beni yetmiş kez öldürür ise,
Bin kez dahi ölür isem, yüz bin kez ileri gelem.
Yüz bin kez doğam, dolunam, dost burcunda cevlan kılam,
Hem bunda olam, hem anda, bunda anda vara gelem.
Dost burcunda doğmuş iken niçin ırak varmak bana,
O mahabbet feleğinde her sabah çeviri gelem.
Yavı kılındım ne çare, yürürüm dün gün avare,
Soranlara cevap budur, isteyerek sora gelem.
Bin yıl toprakta yatarsam hiç komayam Enel Hakk’ı,
Ne vakt gerek olur ise, aşk nefesin vere gelem.
İnanmayan, gel sinime, dost adını söyle çağır,
Kefen donun pare kılıp, toprağımdan duru gelem.
Dost yolundan gider isem gelmekliğim kolay ola,
Dost varlığı benim ile her dem nişan vere gelem.
Bundan böyle n'olasını değme akıl şerh etmeye,
Miskin Yunus aşıklara, hoş haberler vere gelem.
Yunus Emre
106-) DOST YÜZÜNE BAKMAYA
Dost yüzüne bakmaya çok safa nazar gerek,
Dost ile bilişmeye can gözü bidar gerek.
Kibirden nazdan geçen, tertipleri terkeden,
Varlığından vazgeçen yüz bin ol kadar gerek.
Varlıktır hicap katı, kim yıka bu hicabı?
Dost yüzünden nikabı götürmeye er gerek.
Hicap oldun sen sana, ne bakarsın dört yana?
Kaykımaz öne sona kime ki didar gerek.
Gel şimdi hicabın yık, hırs evinden taşra çık,
Hak bağışlaya tevfik, kasd ile hüner gerek.
Aşığa izzet ve ar, vallah bedi bu haber,
Aşık isen cansız gel, ne ser ne destar gerek.
Sen seni elden bırak, dost yüzüne sensiz bak,
Mansur'layın Enel HAK dahi sebükbar gerek.
Kim dost ile bilişe, elbette derde düşe,
Aşık canı hemişe sermest ve humar gerek.
Sen seni aradan al, cisim suret cansız kal,
Onda bulasın visal, ayrık ne pazar gerek.
Dost ile bilişen can, odur kendine kıyan,
Varlık askerin sıyan, dahi çabuk er gerek.
Terk eyle kıylükali, dosta ver sen mecali.
Yokluktadır visali, kamudan güzer gerek.
Bu göz gördüğü değil, akıl erdiği değil,
Dil vasf verdiği değil, lisansız basar gerek.
İşit işit çok işit, dost katına sensiz git,
Dosta gidene önden, kendisiz sefer gerek.
Az bakmayasın çoğa, çün dost içinden doğa,
Varlıgını say yoğa, bunca ne haber gerek.
Unut unut kamusun, söyle sen sözün hasın,
Dilersen dost göresin, bundan gayrı ser gerek.
Dünya ve ahiretten, nice türlü nimetten,
Dost yüzünü görmeğe kamudan geçer gerek.
Dünya ahret ahvali, zen ve ferzend vebali,
Dilersen dost visali, varlıkdan hazer gerek.
Boncuk degil sır sözü, gel gidelim ko sözü,
Dostu görmez baş gözü, ayrıksı basar gerek.
Yunus şimdi yavı var, bulmayasın il ve şar,
Kim Hak desin kim batıl, derviş burcu bar gerek.
Yunus Emre
107-) DOST YÜZÜNÜ GÖRECEĞİZ
Dost yüzünü göreceğiz, nice karar kılsın bu can,
Yağmaya verir o demde, yüz bin zahid din ve iman.
Tana vurman aşıklara her ne hale döner ise,
Ferman olamaz kendine müşahedeye gark olan.
Can ve gönül fehm ve akıl aşk mevcine gark olacak,
Ne ile ansın o kişi, yazık ve müzd assı ziyan.
Canında gözü yok kişi, görmeyesir dost yüzünü,
Gözsüz nice fehmeylesin ne renktedir işbu cihan.
Yüz bin melik ve selatin dost yüzünü göreceğiz,
Terk eyleye tacı tahtı, izzet ve leşker hanuman.
Aşk nice bir harap ise velayeti arta durur,
Onun için ki daima virandadır genci nihan.
Aynel yakin gören kişi, ırmaz gözün dost yüzünden,
Nice görebilsin onu bu seviden taşra duran.
Yunus'a bu aşk kızgını komaz dilini tutmaya,
Aşıkla maşuk razını dürüst diyemiye lisan.
Yunus Emre
108-) DOSTTAN HABER GELDİ YİNE
Dosttan haber geldi yine, dostlar hazırlansın demiş,
Bir araya gelsin şeyhler, er eteğin tutsun demiş.
Ben severim şu kulumu, yoksul ola sabreyleye,
Benden ona yol eyledim, miracıma ersin demiş.
Kahır ile kazananlar, güle güle yedirenler,
Açtım onlara perdemi, didarıma baksın demiş.
Her bir kişi dosta vara, armağanın dosta vere,
Orda bizi anmayanlar, burda da utansın demiş.
Ne bir acını doyuran, ne bir yoksulu giydiren,
Ne de bir gönüle giren, bana nice etsin demiş.
Fani dünyadan geçeriz, baki mülküne göçeriz,
Armağan gerektir dosta, yüklü yükün tutsun demiş.
Söyleyin Yunus'a dursun, yüzünü toprağa sürsün,
Öğüdün kendine versin, okuduğun tutsun demiş.
Yunus Emre
109-) DOSTTAN HABER KİM GETİRDİ
Dosttan haber kim getirdi, sorun seher yellerine,
Hak Çalab'ım bititmesin ayrılığın kullarına.
Vay bu ayrılık firakı, dünya kime kaldı baki,
Hak Çalab'ım olmuş saki, kadeh sunar kullarına.
O kadehin içi dolu, onu içen olur deli,
O hocanın talipleri, bel bağlamış yollarına.
Hocanın talibi çoktur, hiç bundan kemteri yoktur,
Her şeyin mürşidi Hak'tır, uymaz mısın allarına.
Nefsine muhalif kişi, durmaz akar gozü yaşı,
Burda nefse uyan kişi dalmaz kevser göllerine.
Kevser havzuna dalanlar, ölmezden öndün ölenler,
Nefsini düşman bilenler, konar Tuba dallarına.
Tuba dalından uçanlar, yüce makamlar geçenler,
Şaraben tahur içenler, banmaz dünya ballarına.
Bu manadan kimse almaz, anda varan yine gelmez,
Bu dünyaya kimse kalmaz, gelen göçer illerine.
Ey miskin Yunus n'eylesin, derdini kime söylesin,
Bir dem tecrübe eylesin, bu dünyanın hallerine.
Yunus Emre
110-) DOSTTAN HABER SORAN KİŞİ
Dosttan haber soran kişi, güzaf değil dostun işi,
Belli bilin mahrum durur, bu dünyada dostsuz kişi.
Kimdir ki dost yüzün göre, dost dost diye canın vere,
O zaman o dosta ere. unuta cümle teşvişi.
Dost işi acep iş durur, can denizin tutuşturur,
Cansızlara bir düş durur, eğer yorarsan bu düşü.
Aşk şavkından alem doldu, bu aşıklar ondan geldi,
Aşksız biten çiçek soldu, aşk iledir dirlik hoşu.
Ben nice diyeyin onu, kabul etmez yüz bin canı,
Ona layık dirlik hani, yoktur ona layık işi.
Kim baha bulur ki ona, o çağırır ondan yana,
Devlet erdi ondan bana, hacet değil hüma kuşu.
Can ne durur dost önünde, fetvâ budur kamu dilde,
Gel göresin bu meydanda, toptur dostu seven başı.
Dostu seven aşıklara, aşkı duraktır canlara,
Aşktır yere göğe direk, ayrığı hep söz öküşü.
Yunus şimdi sen ben iken, aşıklara ne sen ne ben,
Yokluk olur onu sevmek, koyun ayrıksı bakışı.
Yunus Emre
111-) DOSTU GERÇEK SEVENLERİN DOSTA ULAŞIR CANLARI
Dostu gerçek sevenlerin dosta ulaşır canları,
Kendine hayran eylemiş ezel ebed dost bunları.
Aramı yok erte gece maksadı dün gün o hoca,
Onun için aşk gelincek tahttan yıkar sultanları.
Dost elinden o er şahı aldı içti aşk şarabın,
Onun için gitmez ahı dost firakıdır honları.
Aşığım diyen canların, bağrı kebaptır onların,
Gözlerinin akan yaşı ciğerinindir kanları.
Aşığım diyen canların, nişanı vardır onların,
Eti teni arı olur hem palas olur donları.
Yunus Emre
112-) DÜN GİDER GÜNDÜZ GELİR
Dün gider gündüz gelir, gör nicesi uz gelir,
Hakk'ın emri serbeser, cihana düpdüz gelir.
Karanlıklar sürülür, alem münevver olur,
Karanlıklar yerine nur ile gündüz gelir.
İbrete kalmaz mısın, ya da anlamaz mısın,
Dinle kuşlar ününü, nice türlü saz gelir.
Kuş bir yumurta idi, yuva bir perde idi,
Ün bir kudret ünüdür, bilmeyene kaz gelir.
Dinle sözüm manasın, anlayayım der isen,
Arifin kulağına kudret ünü tez gelir.
Bir bak da sağa sola, takılma değme yola,
Kudret bağından sana gör nice avaz gelir.
Söz ıssı sözün alır, suret toprakta kalır,
Her kim bu hali bilir, kendözünden vazgelir.
Aklım bu yola gitti, beni benden iletti,
Yunus'un yükü yetti, bilmeyene az gelir.
Yunus Emre
113-) DÜNYANIN MEKRİNE
Dünyanın mekrine gönlünü verme,
Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Ben filanım diye göğsünü germe,
Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Hani Meryem, hani ya oğlu İsa,
Ejderha olurdu elinde Asa.
Firavun kavmiyle cenk eder Musa,
O da kurtulmadı mevtin elinden.
Yunus balık ile deryada yüzdü,
İskender seyredip alemi gezdi.
İndi Süleyman'ın tahtını bozdu,
Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Nemrut İbrahim'le çok cenk eyledi,
Semaya çıkmaya hem kasdeyledi.
Sonunda bir sinek helak eyledi,
Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Gökten Kuran ayet ayet inerdi,
Dertli olanlara derman olurdu,
Dünyada kalsa Muhammed kalırdı,
Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Yunus Emre ister dünyada iman,
Hani tahtın yel götüren süleyman,
Lokman da bulmadı derdine derman,
O da kurtulmadı mevtin elinden
Yunus Emre
114-) DÜNYAYA GELEN KİŞİLER
Dünyaya gelen kisiler, yola bile gelmek gerek,
Ölümünü anıp anıp, dün bugün ağlamak gerek.
Bu dünya kahır evidir, hem baki değil fanidir,
Aldanıp da kanma buna, tez tövbeye gelmek gerek.
Ne durur dünya çokluğu, eşkere durur yokluğu,
Varlık sarayın hakikat, ahireti bilmek gerek.
Gel şimdi dur bu faniden, mahrum kalmadan bakiden,
Taat kılıp bu dünyadan, kullar nasip almak gerek.
Korkar isen sen Tamu'dan, alçak olasın kamudan,
O günü ince köprüden, bil kamular geçmek gerek.
Geçip gitmek diler isen, ya düşmeyeyim der isen,
Su kazandığın malını, Tanrı için vermek gerek.
Kazandığını verenler, yoksulları hos görenler,
Hak hazretine varanlar, oddan o kurtulmak gerek.
Kuran diyor ki vetteku yine diyor ki tezraû,
Kahil olup boş oturma, tez tövbeye gelmek gerek.
Yunus'un sözü şiirden, amma aslıdır kitaptan,
Hadis ile dinene çok bilgil sadık olmak gerek.
Yunus Emre
115-) DÜŞT'ÖNÜME HUBBÜL VATAN
Düşt'önüme hubbül vatan, gidem hey dost diye diye,
Ona varan kalır hemen, kalam hey dost diye diye.
Gele şu Azrail tuta, fayda kılmaz ana, ata,
Binem şu agaçtan ata, gidem hey dost diye diye.
Halvetlerde meşgul olam, her dem açılam gül olam,
Dost bağında bülbül olam, ötem hey dost diye diye.
Şu bir beş on arşın bezi, kefen edeler eğnime,
Dikem şu dünya donların, giyem hey dost diye diye.
Mecnun olup da yürüyem, yüce dağları bürüyem,
Bir mum olup da eriyem, yanam hey dost diye diye.
Günler geçe yıl çevrile, üstüme sinlem devrile,
Ten çürüye toprak ola, tozam hey dost diye diye.
Yunus Emre var yarine, münkirler girmez yoluna,
Bahri olup dost gölüne, dalam hey dost diye diye.
Yunus Emre

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder